Ağlebîler (800-909) Abbasîlerin doğudaki problemlerinin çokluğu ve batıdaki Haricî ve Şiî ayaklanmalar karşısındaki zafiyeti dolayısıyla İbrahim b. Ağleb’in veraset usulüne dayalı isteğinin Hârun Reşîd’in kabulüyle kurulmuş bir devlettir. İçişlerinde serbest, dış işlerinde Abbasî yönetimine bağlı bir devlet olarak siyasi hayatını sürdürmüş ve Abbasîlerin İfrîkıyye’deki temsilcisi olmuştur. Bulunduğu coğrafyada sınırlı kalmamış ve özellikle en parlak dönemlerinin temsilcisi olan I. Ziyâdetullah zamanında Akdeniz’de gerçekleştirdiği başarılı seferleriyle Sicilya’nın İslam coğrafyasına katılmasını sağlamışlardır. Roma, Ağlebîlerin saldırılarından nasibini almış ve Müslümanlar tarafından tarihte ancak bu kadar tehdit edilir olmuştur. İslam medeniyeti Avrupa’ya Endülüs’ten sonra en önemli ikinci yol olarak Sicilya’dan geçmiştir. Bölgedeki diğer devletler gibi Ağlebîler de Fatımîlerin kuruluşu ile 909 tarihinde sona ermiştir.
Ağlebiler devlet yönetiminde Abbâsileri taklit etmişler, kurumlarını buna göre dizayn etmişlerdir. Sünni İslam anlayışına sahip olan Ağlebîler, Maliki mezhebinin İfrîkıyye’de yayılmasında etkili olmuşlardır. Kendine has sanat anlayışı oluşturan Ağlebîler, komşu ülkelerden etkilenmişler ve onları etkilemişlerdir.