Seher Vakti Çalalım Yârin Kapısını
Kalp bakımı için bulunmaz nimet olan üç ayların içindeyiz, Recep ayı geride kaldı, Şaban’a ulaştık hamdolsun. Büyük hedefimiz ise elbette Ramazan, Allah nasip ederse o kutlu aya ermeyi ve rahmetten-mağfiretten doya doya istifade etmeyi arzu ediyoruz.
Evet, üç aylar bir anlamda manevi hayatımızın en müjdeli günlerini içinde barındırıyor, kah kandillerle coşuyor insan kah seherlerle ayrı bir güzellik kazanıyor.
Bu sayımız, özellikle “seher vakti farkındalığı” vurgusuyla hazırlandı.
Ne demektir seher vakti? Şöyle izah edebiliriz:
Kimi âlimler seher vaktini gecenin altıda biri olarak tarif etmişlerdir. Yani akşam namazı ile imsak vakti arasında kaç saat varsa altıya bölünür ve seher vakti bu şekilde bulunur. Mesela akşam 18.30’da, imsak da 6.30’da oluyorsa, gecenin tamamı 12 saat demektir. Bunun altıda biri 2 saat eder. 6.30’dan çıkarılınca 4.30 kalır. Yani saat 4.30’dan imsak vakti saat 6.30’a kadar olan zamana seher vakti denir. Yaz ve kış bu vakit azalıp çoğalır.
Seher vakitlerinde önce fecri kazip (yalancı fecir) dediğimiz gökyüzünde bir kızıllık hasıl olur. Bundan sonra ise bir beyazlık olur ki, buna fecr-i sadık denir. Bu fecr- i sadık yani doğru fecir zamanında sabah namazı vakti başlar. İşte seher denilen vakit, bu doğru fecir zamanından biraz evvelki zamandır. Yani pratik tarifle, imsaktan biraz önceki vakittir.
Bu eşsiz zaman dilimleriyle ilgili, Peygamber Efendimiz’in önemli bir hatırlatması bulunuyor. Şöyle diyor geceleri ayakları şişinceye kadar kıyamda duran Kainatın Efendisi:
“Allah Tebâreke ve Teâlâ, her gece, gecenin son üçte biri kalınca dünya semasına nüzûl eder ve şöyle buyurur: Mülkün sahibi benim! Kim ki bana duâ ederse, ona cevap veririm. Kim ki benden isterse ona veririm. Kim ki bana istiğfar ederse onu bağışlarım. Tan yeri ağarıncaya kadar bu böylece devam eder.” (Tirmizî, Namaz, 326)
Evet, seher vakti bir manada yüreğimizde ne varsa içtenlikle Allah’a arz-ı hâl etme, tüm fâni alakalardan kesilip bâki olan Allah’a yönelme zamanıdır. Aziz Mahmud Hüdayi Hazretleri, bu manayı bir şiirinde bakın ne de güzel ifade ediyor:
Derunundan edip âhı
Koma gafil sehergâhı
İşit “Firrû İlallah”ı
Gel Allah’a gel Allah’a
Evet, bu dörtlüğe göre, gaflete düşmeyip seher vakitlerinde uyanık olursak ve derin bir ah çekerek Allah’a yakardığımız takdirde, Zariyat Sûresi’nde yer alan “Fefirru ilallah” ayetine ittiba etmiş olacağımız vurgulanıyor. “Fefirru ilallah” yani “Allah’a koşun” buyruluyor ayette, bu çağrının gönülde tecelli edeceği en müstesna vakitler, şüphesiz ki seherin o bereketli demleridir.
Bu sayımızda, ehil isimlerin tavsiyeleri eşliğinde, gecelerimize mana katacak ipuçlarını masaya yatırıyoruz. Bir anlamda, gençken tecrübe edilmesi gereken büyük bir güzelliği nazarlarınıza sunuyoruz.
Seherleri ihya etmek tam bir gençlik hareketidir.
Geceleri zikirle, şükürle, fikirle süslemek tam bir gençlik neşesidir.
Aşka ve aşkınlığa meftunuz madem, o halde seher vakti çalalım yârin kapısını, o yâr ki bizi var etmiş, varlığından haberdar etmiştir. O yâr ki bize bizden yakındır, bize bizden müşfiktir. O yâr ki kapısı hiç kapanmaz, o yâr ki kulunu hiç yalnız bırakmaz.
Gençken Allah dostu olmak isteyenleri, Hakk’a ermeyi dileyenleri, seherler hasretle bekliyor.
Ne mutlu seher vakti öten bülbüllerin nağmelerini duyabilenlere.
Mart ayında görüşmek üzere, ömürlerimize seher tazeliği dileriz.