Huzuru cebinizde taşıyamazsınız; kovaya dolduramaz, çantanıza koyamazsınız. Huzurun mahrem olabileceği tek mekân kalbinizdir. Ruhun huzuru ise ruhu dinlemekle ve onu beslemekle gerçekleşir.
Ruhun huzur bulamaması bir semptomdur. Ve bu semptomun “nedenleri” vardır. İnsanoğlu bu nedenleri ihmal ederek semptomların sonuçlarından kaynaklanan rahatsızlıklarını gidermeye çalışmaktadır; tıpkı bataklığı kurutmadan sivrisineklerle savaşmak gibi…
Hâlbuki ruhu doyurmak için maddi şeylere ihtiyaç yoktur. Ruh; dinlemek, düşünmek ve yaratılışımızın gerçeğini kavrayarak Allah’a yönelmekle huzura kavuşur. Allah’tan başka yöneldiğimiz ya da yücelttiğimiz, kalbimize baş tacı ettiğimiz hiçbir şey ruhumuzu teskin etmeyecektir. Bu anlamda ruhumuzu ihmal ettiğimiz takdirde, her türlü maddi-fiziksel tatminler, geçici teskinler sağlayan ilaçlardan farklı olmayacaktır.