Yöntem, usûldür. Usûl olmazsa maksada ulaşmak mümkün olmaz. Usûl bu anlamda, bir hazineyi açan anahtar ve kilit gibidir. Cismi küçük olmakla birlikte, hazine açılmaz ise içindeki kıymetli metalara ulaşıp onlardan istifade etmek mümkün olmaz. İlimle malumatı ayıran da bilgilerden sistemli bir neticeye ulaştıracak bir yolun seçilmesidir.
İslami ilimlerin her birinin kendine ait bir yöntemi, o ilimden istifade etme yolu vardır. Kur’an’da Hz. Peygambere dinin açıklayıcısı ve uygulamada örnek teşkil etme rolü verilmiş olması, O’na uymanın Allah’a itaatle eşdeğer sayılmasını ifade eden ayetler, hadisleri ve Peygamberin takrirlerini, dini hayatın göz ardı edilmez bir parçası yapmıştır. Hadislerin Kur’ân’ı açıklaması, ibadetlerin sayı, keyfiyet ve şekillerinin peygamber tarafından belirlenmesi; mesela, namazdaki, rükü’, sücud, ka’de, kırat, ayrıca abdestin de hadisle bildirilmesi; cuma ve bayram namazları ve hutbelerin okunması gibi ayrıntıların hadislerle sabit olması; hadisleri, dinin dört kaynağından biri haline getirmiştir. Ancak hadislerin tespiti, Hz. Peygamberden işitildiğine dair şahit gösterilmesi (isnad), rivayetin şartları, rivayet edilen malzemenin çeşitleri, her bir çeşide terettüp eden hüküm, ravilerin halleri, rivayet edilen bilgilerden istifade etme şartları dirayetü’l-hadis denen bir ilmi ortaya çıkarmıştır. Rivayetlerin hakikati, şartları, türleri, hükümleri, ravilerin halleri (adalet ve cerh durumları) bu ilmin ayrıntılarında incelenmektedir. Hadislerin sıhhati için gerekli olan bu kaidelerden bir kısmı Kur’an'daki işaretler, bazıları da Hz. Peygamberin hadislerine dayanır. Mesela Hz. Peygamber kendine yalan söz isnad edenle ilgili mütevatir bir hadiste, kendine yalan söz isnad edenle ilgili, “cehennemden yerini hazırlasın” mealinde uyarıda bulunmuştur. Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer hilafetleri devrinde hadis rivayet edenlerden şahit göstermeleri, aksi halde cezalandırma tehdidinde bulunmuşlardır.[1]
İslam hukuk ilminde sûre ve ayetlerin vasıfları, nüzûl sebeplerinin bilinmesi, ayet ve sûrelerin Mekkî ve Medenî olup olmadıklarının bilinmesi bu ilmin temel metotlarından bir kısmıdır. Mekke’de inen sûre ve ayetler tevhid akidesini gönüllerde inşaa, putperestlik eserlerini temizlemeye, tedrici bir metotla güzel ahlakı tesis etmeye; Allah’ı sık sık hatırlatmak suretiyle O’nun yüce sıfatlarını okuyan ve dinleyenin vicdan ve ruhunda tespit etmeye; başka bir ifade ile sabit kılmaya yöneliktir. Buna karşılık Medenî ayet ve sûreler, genel olarak, hükümleri pedagojik ve psikolojik bir metotla ortaya koyar; yerine göre cihadın lüzumuna dikkat çeker, insan ilişkilerinde dikkat edilecek kaide ve kuralları tek tek bildirir; hak ve adalete, iyilik ve kötülüğün dünya ve ahiretteki neticelerine dikkat çeker. Haram-helâl, meşrû ve gayr-i meşrû olanı, insan hayatındaki hükümleri beyan ederek şahsi haklarda dikkat edilecek ölçüleri vaz’ eder.[2] Ayrıca “Sevap ancak niyet iledir”, “Bir işten maksad ne ise hüküm ona göredir” “Şek (şüphe) ile yakîn izale olmaz!” “Meşakkat kolaylığı celbeder” “Zarar izale olunur (giderilir)”, ”Âdet muhakkem (sağlamlaştırılmış ve yerleştirilmiştir); yani adet mûteberdir” gibi kaideler hüküm istinbatı ve içtihadlarda dikkate alınır.[3] Bunlar İslam fıkhı ve hukuk ilminin metotları cümlesinden, vazgeçilmez elemanlardan bir kısmı olarak hatırlanabilir.
2.2. KELÂM İLMİNDE YÖNTEM
Kelâm kitaplarında yer alan “Sistematik kelâm” ifadesinin kelâmın yöntemine yönelik ciddi bir işaret olduğunu burada söylemek gerekir. Her ilmin sistemi vardır, ancak bilgi kaynakları, bunlardan elde edilen verilere bir değer atfedilmesi, bu ilmi açık ve berrak bir duruşa kavuşturmuştur. Kelamın sistematik yapısı ve yöntemindeki kavramak için bu ilmin “bilgi kaynaklarını ve bu kaynakların hiyerarşisini; kelâmın deliller doktrinini ve yine bu delillerin de hiyerarşisini, kelâmın akıl ve mantıkla ilgili değerlendirmelerini”[4] bilmek gerekir.
DOÇ. DR. VEYSEL KASAR
[1] İbrahim Canan, Kütüb-ü Sitte Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, (Ankara, Akçağ y. 1988) 1/475-478.
[2] Celâl Yıldırım, Kur’an Ahkamı ve Mezhep İmamlarının Farklı Görüşleri, (İstanbul, Bahar Yayınları y. 1971) s.16-17.
[3] Yıldırım, Kur’an Ahkamı, s.21-22.
[4] Kollektif, Farklı İlim Dallarından Kur’an’a Bakış; (İstanbul, Ensar y. 2022); Kâmil Ruhi Albayrak, “Kelâm Açısından Kur’ana Bakış”, s.119.