Üye ve kadroların yaş ortalaması Türkiye devrimci hareketi tarihinin hiç bir döneminde otuzu geçmedi. Sebebi nedir acaba?
Çoğu örgütün programı, politikası ve yönetim kadrolarında hiçbir değişiklik olmadığı yıllarda bile binlerce insanın örgütünden soğuyarak uzaklaşmasının “teorik,” “ideolojik,” “politik” ve “örgütsel” sebepleri nelerdi?
12 Eylül 1980 darbesinden önce çeşitli örgütlere üye yada sempatizan olmuş on binlerce insan; bırakalım aktif üyeliği, neden uzak bir taraftar olarak bile kalamadılar?
Bu durum sadece yönetim kadrolarının yaptığı gibi “Faşist baskılar”la, “küçük burjuvalık”la, “korkmak”la izah edilebilir mi?
Neden bu insanların örgütleriyle gönül bağları bile koptu? Hepsi mi kapitalist oldu? Hepsi mi dönek? Sanmıyorum. Bu durumun sebepleri, “Tercüman’a manşet olmamak” için bir türlü yazılamayan ancak bilinen “kişisel” durumlarda, olaylarda ve insanların bu “kişisel” rahatsızlıklarını çözmelerini engelleyen örgüt içi anti-demokratizm’de aranmalıdır, diye düşünüyorum.
Bu kitapta sosyalist kültür ve ahlaktan yoksun, yalancı olduğu hâlde zamanında örgütten ayıklanmamış insanların, daha sonra nerelere geldiğini ve zamanında kendisini ayıklamamış olanlara neler yaptığını ibretle okuyacaksınız.
“Güven iyidir, ama kontrol daha iyidir.”