登入選單
返回Google圖書搜尋
Dört Bin Yılın Hizmetkarı
註釋Asma ağacının üzüm dolu salkımları arasında o iri örümcek gezindi; kendisine ağ örecek en iyi yeri arıyordu. Koyu yeşil yapraklar günün o saatinde (ki vakit öğlendi) dalların ucunda sallanıyordu; yapraklar güneşin ışıklarını en iyi biçimde yakalayabilmek için koca koca açılmışken örümcek dallardan birisinde karar kıldı. Uzun bacaklarıyla dalları yokladı; dört bir yanına döndü, rüzgârı bedeninde hissetti, çok uzaklara kadar saçılan tatlı üzümlerin kokusunu soludu, gaddar yüzünde bir örümcek için mutat olmayan o acımasız gülümseme belirdi. Büyük bir hızla ağzından ağını tükürmeye başladı; salgılarını dalın kabuğuna yapıştırdı, takviye etti, sonra hemen karşısındaki dala kadar uzandı ve ağzından uzanan ipin diğer ucunu bu kez bu dala yapıştırdı. Sonra küçük bir soluk molası sırasında ağın temeline memnuniyetle baktı, ardından incecik ipin ucunda aşağılara kadar uzandı. Çevreyi bir de buradan kontrol etti; evet en mükemmel yerdi burası ağını kurmak için; buna güveni geldi. Yukarıya tırmandı, iki dalın arasına gerdiği ipin biraz daha açığından bir ip daha geçirdi ve bu kez bunu ortadan aşağıya kadar uzattığı ipe bağladı. Sonra bu ipi ortada bırakıp her iki yarının ortasından birer kez daha aşağı salındı; bir sonraki sırayı bu iplere de bağladı.