Kökleri iki asır öncesine uzanan anarşizm, Türkiye’de ancak 1986’da yayımlanan Kara dergisiyle ve peşi sıra şekillenen anarşist hareketle varlık kazanabildi. Neden? Anarşizm Türkiye’de neden bu kadar geç tanındı, yayıldı? Cumhuriyet tarihi boyunca, nasıl oldu da bir tane bile anarşist aydın çıkmadı?
Bu gecikmenin Türkiye solu için anlamı nedir? Anarşizm neden 1916’da, ’76’da değil de, ’86’da doğdu? Bu gecikmenin sebeplerini, akademisyenlerden aktivistlere, dönemin ve bugünün tanıklarıyla enine boyuna konuşan gazeteci Barış Soydan, yakın dönem siyasi tarihimizi ve günümüzün öne çıkan konularını, daha önce ele alınmamış bir açıdan sunuyor.
Sorulara verilen yanıtlarda, vicdani ret, LGBT, ekoloji gibi hareketlerin Türkiye’deki doğumunda ve yükselişinde anarşizmin payını görme şansı da buluyoruz, postyapısalcı anarşizm, yeşil anarşizm, Kürt meselesine odaklanan anarşizm, feminist hareket içinde anarşizm, toplumsalcı anarşizm, isyancı anarşizm, İslami anarşizm gibi farklı anarşist akımları da...
Bu noktada bir soru daha beliriyor: Türkiye’de muhalif sol söylemin değişip zenginleşmesine büyük katkılar yapan anarşizm, aradan geçen çeyrek yüzyılda neden yaygın bir siyasal harekete dönüşemedi? Soydan’ın sorularını yanıtlayan isimler, verdikleri cevaplarla Türkiye’de sol siyasetin dününe ve bugününe dair çok çarpıcı bir tablo ortaya koyuyorlar.