登入選單
返回Google圖書搜尋
Türkiye’nin bölgesel sorunları “Osmanlı’dan günümüze” Ortadoğu politik istikrarsızlık, enerji güvenliği
註釋

Türkiye merkezli Türk devletleri ile Batılı ülkelerin XVI. yüzyıla kadar olan ilişkilerinde batının çoğu defa zebun düşmesi, kilisenin beslediği “haçlılık” zihniyetinin batılı ülkelerin düşüncesini şekillendirmesi ile XVII-XVIII. yüzyıllardan sonra ortaya çıkan ve gelişen sömürgecilik politikalarının emperyalizme dönüşmesinde büyük rol oynamıştır. XVII. yüzyılın sonlarından itibaren “süper güç” olma özelliğini kaybeden Osmanlı Devleti’nin coğrafi konumu, stratejik durumu ve ekonomik potansiyelinin yanında Avrupa, Asya, Afrika kıtalarını birbirine bağlayan kara ve deniz yollarına hâkim olması “ipek yolu” “baharat yolu” gibi tarihe damgasını vurmuş olan ticaret yolları gibi dünyada başka bir eşi olmayan bir jeo-stratejik öneme sahip bölgeye hâkimiyeti Türk Devleti’ni hedef haline getirmiştir.


Türk Devleti, Ortadoğu, Balkanlar, Anadolu, Çanakkale ve İstanbul Boğazları’na hâkim olmak isteyen İngiltere, Çarlık Rusyası, Fransa, Almanya gibi emperyalist Batılı devletlerin hedefi haline gelmiştir. Batılı Devletlerin bu politikaları Türkiye coğrafyası ile birlikte Asya- Afrika ve Avrupa’nın birleştiği nokta olan Ortadoğu’da hâkimiyet emelini Batı Dünyası’nın siyasetinin adı da vazgeçilmez bir noktaya getirmiştir. XX.- XXI. Yüzyılın önemli bir enerji kaynağı olan dünyanın en önemli petrol ve doğalgaz yataklarının bölgedeki varlığı batı devletlerinin ihtirasını giderek arttırmıştır. Diğer yandan Osmanlı Devleti’nin dağılmasından sonra Ortadoğu coğrafyasında batılı devletlerin politika uygulamaları ile ortaya çıkan “kukla” Arap devletlerinin ihanete varan ihtirasları kaos ortamını daha da şiddetlendirmiştir. XIX. yüzyıl sonlarına kadar “medeniyet götürmek” olarak nitelendirilen emperyalist politikalar günümüzde “demokrasi götürmek” olarak propaganda edilmektedir. Öne sürülen slogan ne olursa olsun amaç tektir: emperyalist hedefe ulaşmak.


Türkiye’nin jeo-stratejik konumu dikkate alınarak Balkan’lardan Ortadoğu’ya uzanan Hazar- Karadeniz- Akdeniz havzalarını kapsayan bölgenin geleceğini ilgilendiren tarih, siyaset, bilim ekonomi, sosyal konular üzerine hassasiyetle çalışmalar yapmak gerekmektedir. Dolayısıyla “Türkiye’nin Bölgesel sorunları” başlığı altında yapılacak çalışmanın aydınlanma açısından büyük yarar sağlayacağını düşünüyorum. Gerçekten de önem taşıyan bu çalışmaya destek sağlayan koordinatör arkadaşlarımıza ve tebliğleri ile geleceğimize ışık tuttuklarına inandığım bilim adamlarımıza teşekkür ederim.