Ekonomi biliminin gelişme süreci, sürekli yeni alt bilim dallarının doğmasına yol açmıştır. Bunlardan birisi Ekonomi Politikası'dır. Uygulama olarak ekonomi politikası çok eskilere kadar uzanırsa da bu alanın bir bilim dalı olarak ele alınması yenidir. Özellikle 1960 sonrasında ekonomi politikası hızlı bir gelişme göstermiştir. Ekonomik süreci, kendi akışına bırakmayıp, arzulanan yönde etkileyip yönlendirmeyi, konu alan bu bilim dalına olan ihtiyaç gittikçe artmaktadır. Bir yandan ekonomik süreç ve yapıların artan oranda karmaşık ve çok boyutlu bir içerik kazanması diğer yandan temel ekonomik sorunların çözümsüz beklemesi bilim olarak ekonomi politikasına olan ihtiyacın temel nedenidir. Gelişmiş ülkelerin işsizlik, enflasyon ve stagflasyon gibi sorunları ile azgelişmiş ülkelerin kalkınma sorunları bunların en önemlileridir. Bütün bu sorunların üstesinden gelebilmek, başarılı ekonomi politikası uygulamalarını gerektirmektedir.
Ekonomik sorunların çözümü, bireysel deneyimlerle gerçekleştirilebilir olmaktan uzaktır. Aksine konunun bilimsel düzeyde ayrıntılı analizi ve buradan elde edilecek bilimsel bulguların doğru ve tutarlı biçimde uygulamaya aktarılmaları gerekmektedir. Bu nedenle gerek ekonomi öğrenimi görenlerin gerekse ekonomi politikası uygulayıcılarının, bilim olarak ekonomi politikasının yaklaşımlarını yakından tanımaları gereklidir.
Bilindiği gibi teorik ekonomi, konularını “neden-sonuç” ilişkisi içinde analiz eder. Buna karşılık ekonomi politikası, konularını “amaç-araç” ilişkisi içinde inceler. İşte bu farklı yaklaşım ve analiz yöntemlerine dayanarak, ekonomi politikasının “bilimsel-sistematik temelleri”, “Ekonomi Politikasının Temelleri” olarak ele alındı. Ekonomi politikasının bilimsel ve sistematik temellerini açıklamadan, ekonomi politikasının özel dallarıyla ilgilenmek, ormanda yönsüz, pusulasız ve plansız bir gezi veya inceleme yapmaya benzer. Ekonomi politikası alanında ulaşılan kısmi bilimsel bulguların tutarlı bir sentezi ve göreli önemlerinin doğru değerlendirilmesi için, konuyu teorik ve sistematik açılardan ele alan “genel” ve “temel” bilgilerin önkoşul olarak bilinmeleri gereklidir.
Ayrıca, bilimin her dalında, bilimsel uğraş için temel bir ön koşul, kendi “bilim dilini” geliştirmesidir. Ekonomi politikasının bilim dili, teorik ekonominin “bilim dilinin” aynısı olamaz. Her ne kadar belli sınırlar içinde ondan yararlanma şansı varsa da ekonomi politikası kendi bilim dilini geliştirmek zorundadır. Bunu yaparken teorik ekonominin ulaştığı bulgulardan yararlanmak istiyorsa objektif bir bilim dalı olan teorik ekonominin “neden-sonuç” ilişkisi üzerine kurulu dilini, normatif bir bilim olan ekonomi politikasının “amaç-araç” ilişkisi üzerine kurulu diline dönüştürmelidir. Bu işlem, ekonomi politikasının bilimsel sistematik temellerini veren genel ekonomi politikası içinde gerçekleştirilir.
Elimizdeki kitap, değinilen eksiğin giderilmesi konusuna katkıda bulunmak amacıyla hazırlandı. İlk bölümde, ekonomi politikasının bilim olarak tanıtılması ve temel sorunlarına değinildikten sonra, ikinci bölümde, ekonomik alanın bir çerçevesini oluşturan “ekonomik düzen” konusunda temel bilgiler verildi. Daha sonra ekonomi politikasının yapımcıları olan karar birimleri tanıtıldı ve bunu izleyen dördüncü bölümde ekonomi politikasının, temel toplumsal ve ekonomik amaçları inceleme konusu oldu. Beşinci bölümde, ekonomide arzulanan amaçların gerçekleşmesini sağlayacak araçlar ve bunların etkileri incelendi. Altıncı bölümde ise “tanıdan tedaviye” ekonomi politikası önlemleri ve yedinci bölümde nicel ekonomi politikası inceleme konusu oldu.
Türkçe'de konuyu çok daha dar kapsamı ile ele alan iki kaynak söz konusudur. T. Pekin, (1974), Teşvik Tedbirleri Olarak Sübvansiyonlar ve İşletme Kararları Üzerine Etkileri; Ege Üniversitesi Yayın No:202, İzmir; 3-28. sayfalar arası; V. Savaş; (1982), İktisat Politikasına Giriş, 2. Baskı, Ar Yayınevi, İstanbul. Bu sonuncu kitabın ancak ilk 41 sayfası, çok daha dar açıdan elimizdeki çalışmanın yaklaşımıyla ilgilidir. Zira V. Savaş’ın yaklaşımı, J. Tinbergen'in "nicel iktisat politikası" yaklaşımına paralellik göstermektedir. Ayrıca kitabın geri kalan bölümleri, makroekonomik analizlerle maliye ve para politikalarına ilişkindir. Bizim yaklaşımımızda bu konular, "Ekonomik Süreç Politikası"nın kapsamına girmekte, ayrı bir çalışma ve kitabın konusu olarak düşünülmektedir.