Müziği oluşturan en önemli ifade araçlarından biri çalgıdır. Tarih
boyunca çalgıyı en çok kullanan milletlerden bir olmamıza rağmen,
çalgı müziğimiz yeterince gelişme gösterememiş, daha çok sese eşlik eder
konumda olmuştur. Türk çalgıları için yapılan besteler ise insan sesinin
verebileceği alt ve üst sınırlar içinde kalmış, bu nedenle çalgıların gerçek icra
kapasiteleri ortaya konamamış ve göz ardı edilmiştir.
Tarihi kökleri M.Ö. 8. yüzyıllara kadar uzanan ve geçirdiği değişimlerle bugünkü
şeklini alan ud, diğer Türk çalgılarına göre en şanslı olanlardandır. Bugün de
olduğu gibi tarih boyunca sürekli revaçta olmuş, Ortadoğu, Asya, Avrupa gibi
çok geniş bir coğrafi bölgede kullanılmış, sesi ile insanları etkilemiştir. Bir
taraftan Avrupa orkestralarının popüler çalgısı olmuş, diğer taraftan da Asya
ve Ortadoğu’da çalgılar kraliçesi olarak adlandırılmıştır. Geniş ses alanı gerek
çok sesli gerekse geleneksel müziklerde istenildiği gibi kullanılabilme imkanına
sahip olması nedeniyle ud, çağımız müzisyenleri ve müzik severleri tarafından
da yine ilgi odağındadır. Bütün bunlara rağmen ülkemizde geleneksel müziklerle
ilgilenen gerek amatör gerekse profesyonel kişiler, her zaman ud eğitimindeöğretiminde
ve öğrenimindeki kaynak eksikliğini duymuşlar, eğitimciler
öğrencilerini yetiştirirken yararlanabilecekleri bir metod bulamamışlardır.