登入選單
返回Google圖書搜尋
註釋

 Namaz, oruç, zekât gibi pekçok farzı eda edip; zina, hırsızlık, içki gibi pekçok günahtan kaçınırken, gıybet sıradan birşeymiş gibi görülür. İbadetlerine titiz, yasaklara duyarlı mü’minlere haram değildir sanki gıybet... Oysa gıybet, Allah’ın yasaklarından bir yasak, haramlarından bir haramdır. İlahî Kitap’taki hükmü şöyledir: “Biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin. Biriniz ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz…” Ve şöyle yerilir: “Başkalarını ayıplamayı ve arkadan gıybet yapmayı âdet edinenlere yazıklar olsun!”

Mü’min kardeşler, bir başka mü’min kardeşlerini arkadan çekiştirir, hata ve kusurlarını bir bir döker, adeta bundan zevk alırlar. Oysa Allah Resulü’nün (a.s.m.) ifadesi açıktır: “(Gerçek) mü’min, asla sürekli başkalarını ayıplayan, lanetleyen, kötü ahlaklı ve çirkin sözlü (ağzı bozuk) kişi değildir.” 
Yemenli âlim Kádî Ahmed b. Muhammed eş-Şevkânî’nin kaleme aldığı bu eser iki risaleden oluşuyor: İlk risalede “gıybet”le ilgili âyetler, hadisler ve gıybetin haramlığıyla ilgili ilmî değerlendirmeler; ikinci risalede ise, “niyet, ihlas, takva ve yakîn, sabır ve rıza, tevekkül ve tefviz, zühd ve kanaat, tevazu, haset, kibir ve kişinin kendini beğenmesi”yle ilgili ayet ve hadisler yer alıyor.