登入選單
返回Google圖書搜尋
Caiz Olan ve Caiz Olmayan Tevessül
註釋

 MEŞRU VE BİD’AT TEVESSÜL

Hamd, âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur. Salat ve selâm, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in, âile halkının, ashâbının ve kıyâmete kadar onları dost edinen herkesin üzerine olsun.

Ehl-i Sünnet ve’l-cemaat âlimlerinin çoğunluğu tevessülün meşruluğunda birleşmişler ve bu konuda âyet ve sahih hadisleri delil göstermişlerdir. Ancak tevessül kavramı bazı müslümanların zihninde kitap, sünnet ve bu ümmetin salih selefinin sunduğu biçimden farklı bir anlayışa bürünmüştür.

Bu kimseler, tevessülü İslâm'ın ruhu ve Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in metoduyla çelişir bir tarzda algılayarak zayıf ve mevzu hadisleri kendilerine delil göstermişler, dahası tevessül konusunda gelen âyetleri yanlış anlayışlarıyla uyuşacak biçimde te'vil etmişlerdir.

Oysa bu kimseler,sahâbe ve tabiînin bu kavramı nasıl anladıklarına bir bakmalıydılar. Zira bu ümmetin selefi olarak bilinen ilk dönem müslümanları, âyetleri ve hadisleri anlamada insanların anlayış olarak en üstünü, doğruluk açısından en güvenilir kimseleridir.

Onlar Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in şu tanıklığıyla bu ümmetin en hayırlılarıdır: “İnsanların en hayırlısı, çağımdakilerdir. Sonra onları izleyen çağdakiler, sonra onların peşinden gelenler...” (Buhârî)

Allah Teâlâ'ya ve âhiret gününe îmân eden her müslüman, şeytanın amelinden olan hevâ ve şüphelere uymayı bırakmalı, selef-i salihin gittiği yola tabi olmalıdır. Bu noktadan hareketle bid’at ve hevâ ehlinin diline doladığı bu konuya gücümüz yettiğince ve bu birkaç satırın elverdiği ölçüde açıklama getirmeyi hedefledik.

Yardım Allah’tandır.