Dil, kuşkusuz kültürün en önemli taşıyıcısıdır ve diller arasında gerçekleştirilen çeviri edimi sayesinde kültürel iletişim meydana gelmektedir. Kültürler arasında söz konusu iletişim, yazılı ve sözlü olmak üzere iki düzeyde gerçekleşmektedir ancak biz doktora tezi olarak yayımlanan bu çalışmada yazınsal metinler yoluyla gerçekleştirilen yazılı çeviri etkinliğini konu aldık.
Yazılı çeviri ediminin enstrümanları olan yazınsal metinler, sanatsal dil kullanımı ve yazarın bireysel biçemiyle, birbirinden ayrılmaz içerik ve biçim özellikleriyle, çok anlamlılığı ve karmaşık dokusuyla diğer metin türlerinden ayrı bir konumda bulunmaktadır. Soyut, çağrışımsal, simgesel ve kurgusal anlatımıyla, etkileme gücüyle, devingen yapısıyla diğer metin türlerinden oldukça farklı bir konumu olan yazınsal metinlerin çevirisi, buna koşut olarak diğer metin türlerine göre farklılık arz etmektedir. Sanat yapıtları olarak nitelendirilen yazınsal metinlerin, aktarım sürecinde sözü edilen niteliklerinin erek kültürde korunması, çeviribilimsel bir sorumluluktur. Aksi takdirde yapıt, özgünlüğünü ve sanatsal dokusunu yitirecek, sıradan bir metne dönüşecektir.
Aktarıldıkları dilde söz konusu nitelikleriyle dil bilincinin gelişmesine katkı sağlayan, kültürün aktarımıyla başka dünyaların kapısını açan, farklı kültürlere tanıklık etmeyi sağlayarak kültürler arası yetiyi geliştiren yazınsal metinler, okuyucu yaş grubuna göre farklı adlarla anılmaktadır. Yazınsal metinlerin önemli bir alanı olan ve çalışmamızın konusu olan çocuk-gençlik yazını ürünlerine gelince belirtmek gerekir ki, ilk kez edebiyat-sanat etkileşimine tanıklık edecek çocuğun/gencin doğru ürünlerle karşılaşması çok önemlidir. Zira bu ürünler yoluyla okur, insan ve yaşam gerçekliğine ilişkin bireysel değerler geliştirmekte, çocuk ise okuma deneyimlerinin temelini atmaktadır. Çocuk-gençlik yazını ürünlerinin çevirisini gerçekleştiren çevirmenin bu bağlamda sorumluluğu önemlidir.