Tarihte kurulmuş olan pek çok devlet arkalarında sayısız maddi ve manevi kültür unsurlarını bırakmışlardır. Söz konusu bu maddi ve manevi kültür unsurlarının toplamı ise o devletlerin ortaya koymuş oldukları medeniyetin şeklini belirler. Dolayısıyla tarihte kalan devletlerin arkalarından bıraktıkları kültür unsurlarına bakılarak, o devletin ulaşmış olduğu medeniyet seviyesini belirlemek mümkündür.
Uzun yüzyıllar boyunca çok geniş coğrafyada hüküm süren Osmanlı devletinin farklı coğrafyalarda sayısız kültür unsularını meydana getirdiği bilinmektedir. Gerek anadoluda gerekse balkanlarda olsun Osmanlı döneminde inşa edilen pek çok cami, medrese, köprü, han ve aşevi gibi sosyal hayatı idame ettren yapıların varlğı bilinmektedir. Bu yapılardan bazıları günümüzde mevcut iken bazılarının yok olduğu bilinmektedir. Dolayısıyla Osmanlı döneminden kalan ve günümüzde mevcut olan/olmayan bu maddi kültür unsurlarını tespit etmek, ancak dönemin yazılı kaynakları ve bilhassa arşiv belgeleri ile mümkündür. Osmanlı Eyalet sistemi içerisinde belli periyotlarla yapıla arazi ve vakıf tahrirleri vasıtasıyla dönemin arazi yapısı, vakıf kurumları ve bu kurumların fonksiyonları hakkında detaylı bilgilere ulaşmak mümkün olabilmektedir. Bu noktada vakıf tahrirlerinin kaza bazındaki tamamlayıcı kaynakları konumunda olan hurufat defterleri Osmanlı şehir tarihçiliği açısından çok önemli kaynak grubu durumundadır.