İnsanların onları uyandırmadığı afyon imgelerinde olduğu gibi Sürrealist imgeler için de doğrudur; daha ziyade, "ona kendiliğinden, despot bir şekilde gelirler. Onları kovalayamaz; çünkü artık irade güçsüzdür ve artık yetileri kontrol etmez." (Baudelaire.) İmgelerin hiç "uyandırılıp çağrılmadığı" görülecektir. Reverdy'nin tanımını benim gibi kabul edersek, onun "iki uzak gerçek" dediği şeyi gönüllü olarak bir araya getirmek mümkün görünmüyor. Yan yana koyma yapılır veya yapılmaz, uzun ve kısa olan budur. Şahsen, Reverdy'nin çalışmasında aşağıdaki gibi görüntülerin olduğuna inanmayı kesinlikle reddediyorum.
Derede akan bir şarkı var
veya:
Gün beyaz bir masa örtüsü gibi açıldı
veya:
Dünya bir çuvala geri dönüyor
en ufak bir kasıt derecesini ortaya çıkarır. Kanaatimce iki gerçeğin birbiriyle olan ilişkisini ‘aklın kavradığını’ iddia etmek yanlış olur.”
ANDRÉ BRETON, Sürrealist Manifesto
“Bu şiir tarzı, temel deneyimin tanıklığında, en inandırıcı çıplaklıkla, adlandırılmış nesneyi üretecek biçimde vurgulanmış ve gözden kaçmış deyimlere indirgenir, ilk başta sözcük boşluğa bir çığlık gibi atılmıştır; en çıplak doruğun üzerinde bir katman gibi belirir, isimler, aralarında en ufak sözdizimsel bir bağ oluşmadan birbirini izler; yüklem hal’i anlatır; daha güzel bir deyişle ismin eylemini. Sıfatlar, karşılaştırmalar, imgeler azdır. Bu, şairin ortaklıklar ileri sürmek ya da denemek gibi bir endişesi olmadığı anlamına gelir; yüzyüzeliğin şiir olan eylemleri ürettiği öğeleri, kendi başlarına ortaya çıkmadan adlandırmakla ilgilenir o.”
GAETAN PICON
“Apollinaire'in ‘Bölge’sinde olduğu gibi, bu tür şiirlerde, şiirsel yapının birincil verileri olan öğeler, anlatısal ya da en azından bilgilendirici bütünlerdir. Reverdy'ninki gibi dize yapılarında, bunlar çok az veya daha fazla indirgeme yapamayan basit, duyusal, duygusal veya birincil bilgilendirici nesnelerdir. Eliot, Çorak Ülke'de parçalanmış ve yeniden birleştirilmiş argümanlarla çalışıyor; Pierre Reverdy, öznenin, işlecin ve nesnenin özgürleştirildiği ve inandırıcılığını kendi katı, karmaşık ve gizli mantığına borçlu olan görünmez veya bilinçaltı bir söylemde yeniden yapılandırıldığı parçalanmış önermelerle.
KENNETH REXROTH