Çağlar boyu insanoğlunun ilgisini çeken taşlar, zaman zaman güzellikleriyle büyüleyerek, zaman zaman da birtakım mistik ve iyileştirici özellikleri sebebiyle kullanılarak farklı dönem ve coğrafyalarda her daim ilgi görmüşlerdir.
Osmanlı döneminde de taşlarla ilgili eserler rağbet görmüş, ünlü İslâm âlimlerinin eserleri Türkçeye tercüme edilmiştir. Bu dönemin meşhur tercüme cevher-nâmelerinden biri de Mustafâ b. Seydî tarafından Nasîrüddîn Tûsî’nin Tensûk-nâme-i İlhânî adlı Farsça eserinden Türkçeye tercüme edilen Cevher-nâme-i Sultân Murâdî’dir.
Cevher-nâme-i Sultân Murâdî’de cevherlerin türleri, nerede bulundukları, hangi coğrafyada ne kadar değer gördükleri ne için kullanıldıkları ve nasıl korunacaklarına dair birçok bilgi bulunmaktadır. Eser, bize II. Murâd döneminde en çok rağbet gören cevherler hakkında bilgi vererek, cevherlere duyulan ilginin ve biçilen pahanın her coğrafyaya ve döneme göre farklı olduklarını göstermektedir.
Muhtevasında yer alan mineroloji, tıp, folklor, coğrafya ve kültürel hayata dair bilgiler açısından da değerli olan ve Klasik Osmanlı Türkçesiyle yazılan Cevher-nâme-i Sultân Murâdî’nin muhtevasını ayrıntılı olarak özetlediğimiz çalışmamızda, bu eserin bilimsel yönü dışında alana ilgisi olan herkesin yararlanması amaçlanmıştır.
Bu çalışmada Cevher-nâme-i Sultân Murâdî’nin tenkitli metni oluşturulmuş, dil ve imla özellikleri incelenmiş, dizinleri ve farklı üç nüshasına ait tıpkıbasımlar sunulmuştur.