Tarihî bilgi veren malzemeler, ihtiva ettikleri bilginin değerine göre kıymet
kazanırlar. Bu açıdan bakıldığında tarihî kaynaklar içerisinde Ana kaynak adı verilen,
gerek yazılı ve gerekse yazılı olmayan kaynaklar ilk sırada gelmektedirler.
Konuya Osmanlı tarihi açısından bakıldığında, dönemin sosyal, iktisadî, askerî,
siyasî ve benzeri pek çok konuda en önemli bilgileri veren Ana Kaynakların,
yazılı kaynaklar olduğu söylenebilir.
Osmanlı dönemine ait yazılı kaynakların büyük bir bölümü başta Başbakanlık
Osmanlı Arşivi'nde olmak üzere, Türkiye'deki diğer arşiv ve kütüphanelerde
(Başta Millî Kütüphane) bulunmaktadır. Bu kaynaklar içerisinde en önemlilerinden
bir tanesi olarak kabul edebileceğimiz Şer'iyye Sicilleri, Osmanlı tarih
araştırmalarında büyük bir öneme haizdir. Osmanlı tarihi ile ilgili araştırmalarda,
Şer'iyye sicillerinin önemini artıran en başta gelen husus, bu kaynakların
siyasî tarihin yanı sıra askerî, kültürel, sosyal ve iktisadî yapı hakkında oldukça
önemli bilgiler ihtiva etmeleri ve buna ilave olarak, Osmanlı Şehir tarihi araştırmalarında
diğer kaynaklardan çok daha fazla bilgi vermelerinden kaynaklanmaktadır.
Zira Şer'iyye Sicillerinden, bunların ait olduğu yerde yaşayan halkın;
günlük hayatını, yiyecek ve giyecek fiyatlarını, çarşılarını, evlerini, o zamanki
hukuk ve tatbikatını, vakıflarını, mahalle ve köylerini, örf ve adetlerini, devlet
görevlileri ile olan münasebetlerini ve benzeri pek çok konuda bilgi edinmek
mümkün olmaktadır. Bu bakımdan Şer'iyye Sicilleri Osmanlı şehir araştırmalarında
Ana Kaynak olma durumundadır. Buna ilave olarak merkez arşivlerinde,
bulunması gerekirken bir şekilde kaybolmuş belgelerin bir nüshası sicillere kaydedildiğinden,
merkez teşkilatı açısından da büyük önemi olduğu söylenebilir.
Şer'iyye sicillerinin ihtiva ettiği büyük öneme rağmen, bu defterlerin katalog
ve fihristlerinin bulunmaması, bugün için araştırmacıların işini zorlaştıran en
önemli engeldir. Bu sebeple Osmanlı döneminde önemli bir eyalet merkezi olan
Diyarbakır Sicillerinin toplu kataloğu ve fihristleri hazırlanarak araştırmacıların
hizmetine sunulmuştur.
Bu çalışma oldukça uzun bir sürenin ürünüdür. Temennimiz bu tür çalışmaların
artması ve tarih araştırmacılarının hizmetine sunulmasıdır. Bu eserin sadece
Fihrist kısmı, 2001 yılında Diyarbakır Tanıtma Kültür ve Yardımlaşma Vakfı
yayınları arasında yayımlanmıştı. Aradan geçen süre içerisinde yeniden ele
alınarak bazı düzeltmeler ve özellikle de Diyarbakır Tarihi konusunda önemli
ilaveler yapılmıştır. Bu eser hazırlanırken, değerli yardımlarını gördüğüm Prof.
Dr. Mustafa Öztürk’e, Y. Doç. Dr. Rıfat Özdemir’e, Prof. Dr. Ahmet Aksın’a ve
Dr. Öğretim Üyesi Özcan Tatar’a şükran borçluyum.