登入選單
返回Google圖書搜尋
Öyle zor, öyle kolay
註釋

 Semih Said Umar, 12 Eylül 1923 tarihinde Lefkoşa’da doğmuştur.

Babası Aynikolalı (Esentepeli) Ahmed Said Efendi, Kıbrıs’ın

önde gelen din adamlarındandı. Sonraları Türkiye’de Hukuk

Fakültesini bitirmiş ve avukatlığı meslek edinmiştir. Kıbrıs

Türklerinin sosyal ve siyasî hayatına katkıları unutulacak gibi

değildir. Gazetelerde pek çok makaleleri kalmıştır. Kıbrıs’ta bu

türde ilk olan “Elif Hanım Operetini” de o yazmış ve eser KKTC

Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığının 48. Kitabı olarak 2001 yılında

yayımlanmıştır. Eserin sonunda Semih Umar’ın kaleme aldığı,

babasının uzunca bir yaşamöyküsü ile resmi var.

Semih Umar, Kıbrıs ve Ankara’daki ortaöğreniminden sonra

1942 yılında Ada’ya dönüp edebî etkinliklere katılır. Şiirleri, öyküleri,

İngiliz edebiyatından çevirileri yayımlanır. 1940’lı yılların

başlarında yer alan Çığ Hareketinde Semih Umar’ın da adı geçer.

Kendi gayretiyle öğrendiği İngilizce ile BBC’de görev alır ve

uzun yıllar İngiltere’de kalır. Kıbrıs Cumhuriyetinin kurulduğu

yıl (1960) Ada’dadır ve bir ara Lefke bölgesindeki Kıbrıs Maden

Şirketinde (CMC) Halkla İlişkiler Sorumlusu görevinde bulunur

ve bu görevini 1974 Barış Harekâtına kadar sürdürür.

Umar, zamanla, hızlı bir kitap okuma tutkusuna kapılacak,

insanı ve evreni konu alan eserler yayımlayacaktı. Bunların birkaçının

adlarını verelim.

- Dünyanın Büyük Felsefeleri, C:E:Jood’dan çeviri, Remzi Kitabevi,

İstanbul 1985.

- Uygarlık Tarihinde Kemalizm ve Kominizm, Yeşilada Yayınları

1. İstanbul 1987.

- Man and the Universe, Vartege Press, New-York-Los Angeles

1990.

- İnsan ve Evren, KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı Yayınları,

Ankara, 1993.

Öğrenim günlerinde Ankara’daki dayısının evinde baskı altında

bir yaşamı vardı. Bir tatil dönüşü Kıbrıs’tan Ankara’ya vardığında dayısının evde olmadığını görür. II. Dünya Savaşının en

sıkışık günleri... Sonunda öğrenecek ki dayısı, Dr. Saffet Engin,

Hitler tutkunu Alman arkadaşlarının davetiyle Almanya’ya gitmiş!..

Bu olay, Kıbrıs’a erken dönüşüne neden olacaktı...

Yaşamının son döneminde Girne’de sakin bir yaşamı vardı.

Ankara’da geçen günlerini konu edinen bir roman yazmayı tasarlar.

Gerçek yaşam felsefesinin, geçmişe sıkıca bağlı olduğu

inancındaydı. Bu yüzden romanını yazarken bu gerçeğe yürekten

bağlılığını dile getirir, yaşadığı baskılı yaşamı çok çarpıcı bir

şekilde yansıtır. Eserin takdiminde şu cümleler var: “Yaşamak

isterseniz eğer, tatlı-acı tüm anılarıyla, geçmişinize sıkıca sarılın;

köklerinize iyice bağlanınız. Mutluluk geçmişi doya doya yaşayabilmektedir.

Belleğiniz, doğa tarafından, size belki de sırf bunun

için verilmiştir! Kim bilir!”

Eserini hasta yatağındaki günlerinde bana devrettikten sonra,

kaldırıldığı Genel Hastahanede 13 Aralık 2009’da vefat eder ve

Lefkoşa’da toprağa verilir.

“Romanını okurken onun yaşam felsefesinin yankılarını hissedecek,

Kıbrıs’ta güzel bir Türkçe ile böylesi bir eserin yayımlanmasından

mutluluk duyacaksınız” diyerek sözü sizlere bırakalım.