登入選單
返回Google圖書搜尋
註釋

Bismillahirrahmanirrahim,

Sonsuz hamd ve şükür, sonu olmayan, tek ve benzersiz olan Allah’a olsun. O, âlemlerin her işini, ezeli ilmiyle takdir edip, belirlemiştir. Cihanın görüntülerini, bitmez feyziyle tertip edip, tespit eylemiştir. Cihanın gül bahçesini, insan gülünün kokusuyla süslemiştir. Bütün cihanı insan için, insanı da kendisinin bilinmesi için yaratıp; eşyanın hakikatiyle mânâların inceliklerini insanda toplayıp, ortaya çıkarmıştır. İnsan ruhunu, “Cami” ismine suret yapmış, onu emanetlerin yüklenicisi ve sırların mahalli kılmıştır. Âlemin bütününde olan nice bin hikmetine, âlimleri vakıf eylemiştir. Cihan kitabının her bir harfinden, marifetinin belirtilerini mütalaa edenleri ârif eyleyip, gönül âlemine dalan kullarını, kendi huzurundaki Kâbe’de ibadet edici eylemiştir. Salavatların en faziletlisi, tahiyyatların en mükemmeli, teslimatların en güzeli, kâinatın efendisi, yaratılmışların en şereflisi, varlıkların hülasası Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimizin en büyük ismine ve akl-i evvel olan en mükemmel ruhuna olsun ki; O, halkı cehalet karanlıklarından, hidayet nurlarına çıkarmıştır. Kendi nefsini bilen ümmeti, Hak bilgisini bulmuştur. Selam ve hürmet onun ashabına olsun ki, onlar, sözlerinde, işlerinde, imanlarında ve ahlakın her hususunda ona uyup, iman nuru ve irfan huzuruyla gönülleri dolmuştur. Allah’ın rızası, hepsinin üzerine olsun. 

Bu değersiz ve fakir İbrahim Hakkı, bu kitabı, aziz ve şerif mahdumu Seyyid Ahmet Naimî için kaleme alıp, ona hitap eder ki: Allah, seni her iki cihanda aziz etsin. Öncelikle Kuşkusuz ki, Allahu Teâlâ iki cihanı insanoğulları için ve insanoğullarını da ancak kendisini tanımaları için yarattığını cümleye duyurmuştur. Nitekim lütuf ve keremiyle: “Ben gizli bir hazineydim, bilinmeyi istedim ve beni tanımaları için varlıkları yarattım” buyurmuştur. Şu halde âlemin ve insanın yaratılmasından nihaî maksat ve yüce istek, Mevla’nın bilinmesidir. Bu ebedî devlet ve tükenmez saadet, her şeyden öncedir. Ancak bu, nefsini bilmeye bağlı olup, nefsini bilmek de bedeni bilmeye dayanır. Bedenin bilinmesi, âlemin bilinmesiyle olur. Âlemin bilinmesi ise hakiki ilimlerledir. Bu sebepten dolayı bir miktar astronomi ve felsefeden alıp toplayarak, bir miktar anatomi ilminden devşirip seçerek, bir miktar da kalp ilmi ve irfandan iktibas edip ele alarak, bu güzel kitabı, Türk diline tercüme edip, bir mukaddime, üç kitap ve bir sonuç üzere telif ve tasnif ettim. Mukaddimesi, genel İslam bilgisi, dünya ve ahiret âlemlerinin özetidir. İlk kitap, âlemin durumu, eşyanın ve görüntülerin tafsilidir. İkinci kitap, şekiller bilgisi, bedenlerin terkibi ve insan nefsinin mahiyetidir. Üçüncü kitap, irfana ulaşma keyfiyeti, Allah’a varmanın hakikatidir. Sonuç, adap ve erkân bilgisi, dostların sohbeti, akrabalıklar ve komşuluklardır. Tertip ve tanzimi böyle yaptım ki, evvela mukaddimeden, açık âyetler ile sabit olan kâinatın acayip durumlarını özet olarak öğrenip, iki cihanın hallerinin garabetlerini yakinen bildikte; bütün bir itimatla tam itikat edip, cümlenin yaratıcısını ve düzenleyicisini bilesin. Büyüklük ve kudretini fikredip düşünesin. Bundan sonra birinci kitaptan Yaratıcının güzel sanatlarını âlemin ufukları içinde ayrıntılarıyla seyredip, cihanın sırlarına vakıf olduğunda; âlem insanın kabuğu, insan âlemin dili olduğunu bilip, cümleden âsûde olasın, kendi kendine gelesin. Bundan sonra ikinci kitaptan Yaratıcının kudretinin şaşırtıcılığını, kendi cisim ve canında toplu olarak görüp, büyük âlemde her ne varsa, hepsinin benzerini kendi vücudunda bulduğunda; vücudun bir küçük âlem olduğunu bilip, kendi nefsine gelesin. Nefisler âleminde, Mevla’yı temaşa kılasın ve kendi ruhunu, vücudunun ikliminin sultanı bilip, kadir ve kıymetine vakıf olup, nefsi tanıma mertebesini bulasın; kendi âleminde sultan olasın. Bundan sonra üçüncü kitaptan kalplerin evirip çeviricisi Allah’ın acayip ilhamlarını, garip tasarruflarını, zat ve sıfatının kalplere yakınlığı, en büyük âlem olan gönülde kesin bilgiyle bilip, mâsivadan (Allah’tan başkalarından) âzat olup, her şeyi unutup, her şeyi çekip çevirici bir onu bulduğunda; vahdet, âlemine erip, o tek ve yegâne Allah’ın birliğini basiretinle katiyetle görüp, Allah’ı tanıma devletine eresin. Allah’a yakınlığın saadetini kesinlikle bilip, hududunu koruyup kollayarak, Hüda’nın yaratıklarına sevgi ve şefkatle, kalplerin sevgilisi olduğunda; selametle toplumu gönlünce bulasın. Rahatla âlemin azizi olasın. Çünkü bu Kitab-ı Şerifte nizam, bu güzel üslup üzere tamam olup, alıcı gözüyle mütalaa edenleri, Mevla’nın âyetlerinin hakikatini bildirmiştir. Bu kitabın adı “MARİFETNAME” olup, bitiş tarihi: (1170 H. / 1756 M.)