Yükseköğretimin küresel çevresi –sadece geleneksel öğrenci değişimi veya akademik ziyaretlerle değil, kurumlar arasındaki sınır ötesi yatırım ve piyasa tipi rekabet gibi konuları da içine alarak– genişlerken, yükseköğretimdeki paydaşların, önceliklerini ve beklentilerini tekrar değerlendirmeleri gerekiyor. Yükseköğretim kurumları, tarihsel olarak, ülkeleri için kültürel dönüm noktalarıydılar. Kendi öğrencilerini eğittiler, kendi akademik kadrolarını yetiştirdiler ve bölgelerinin kültürel ve yerel geçmişine sahip çıktılar. Uluslararası baskılar, büyük ölçüde, yükseköğretim araçlarının –fonlar, fikirler, öğrenciler, çalışanlar– küresel akışının sonucu olarak kurumları misyonlarını yeniden gözden geçirmeye zorladı. Daha ötesi bu baskılar, yükseköğretimin en önemli finansman kaynağı olan hükümetleri yükseköğretim kurumlarına olan taahhütlerini ve beklentilerini yeniden değerlendirmeye mecbur etti. Bu tartışmaların önemli bir sonucu çeşitli lig tablolarının ve sıralamaların çoğalması ve bunun sonucu olarak da küresel yükseköğretim düzeninin en tepelerinde yer alabilmek için rekabet etmek isteğinin artışı olmuştur. Dünya Bankası, kalkınma ve yoksulluğun azaltılması için, 1963 yılından bu yana yükseköğretimi destekliyor. Dünya Bankası o yıllarda ulusal yükseköğretim sistemlerinde daha fazla erişim, eşitlik, işlevsellik ve kalite sağlayacak reformları cesaretlendirmek için politika geliştirmekle ve inovasyonlarla uğraştı. Yükseköğretime destek için çalıştığı üç onyıl içinde yükseköğretimle ilgili geçmişini ve potansiyel gelecekle ilgili çabalarını dile getirmek için Yükseköğretim: Deneyimden Dersler (Higher Education: Lessons of Experience, 1994)’i yayımladı. Yükseköğretimin orta gelirli ülkelerde kalkınma için daha etkili olduğunun ve DeneyiMden Dersler’in anlamlı olduğu kadar dönüştürücü olmadığının anlaşılmasıyla, bu yayın yüksek kalitede yükseköğretime yatırım yapılmasının aciliyetini tekrar gösterdi. 2000 yılında UNESCO/Dünya Bankası ortak girişimi sonucunda Higher Education in Developing Countries: Perils and Promise (Kalkınmakta Olan Ülkelerde Yükseköğretim: Riskler ve Umutlar)’in yayımlanışı kapsamlı kalkınma stratejilerinin hemen tümünde yükseköğretimin önemini daha da artırdı. Riskler ve Umutlar Dünya Bankası’nın kapsamlı kapasite oluşturulması ve yoksulluğun azaltılmasında yükseköğretimin rolüyle ilgili tanımını daha da genişletti, daha ötesi, yükseköğretimin Banka tarafından geliştirilen eğitim stratejisinin önemli bir parçası olduğunu vurguladı. 2002’de yayımlanan Bilgi Toplumlarını Kurmak: Yükseköğretimde Yeni Güçlükler (Constructing Knowledge Societies: New Challenges for Tertiary Education) küresel bağlantılı ulusal sistemlerin, sosyal, politik veya ekonomik gelişmesi için yükseköğretimin temel öneminin üzerinde durur. Yükseköğretimin kapasite oluşturucu potansiyelinden yararlanabilmek için, kurumlar yerel ile ilişkili ancak küresel bağlantılı olmalıdır. Dünya Bankası günümüzde ulusal gelir düzeylerine bakmaksızın, yoksulluğun azaltılması ve sürdürülebilir kalkınma için yükseköğretimi desteklemektedir. Bu yeni rapor, dünya çapında üniversitelere odaklanırken, kalkınmaya yükseköğretimin etkisini incelemek için, araştırma ve akademisyenliği en rekabetçi şekliyle ve mükemmeliyetçi bakışla incelemektedir. Tüm dünyada yükseköğretim politikası tartışmalarının yönlendirilmesinde, lig tabloları ve sıralamaların artan önemlerinin araştırılması bakımından bu raporun zamanlaması tam olmuştur. Dünyanın en başarılı üniversiteleri listesinde kendilerine yer arayan hükümetler ve üniversite paydaşları yükseköğretimin dünyadaki amaçlarına ve pozisyonuna ait algılamalarını genişlettiler. Ülkeler artık, kendi yerel veya ulusal halklarına hizmet etmek için yükseköğretimin gelişmesinden memnunlar. Diğer yandan küresel karşılaştırma göstergeleri üniversitelerin yerel gelişmesinde önem kazanmıştır. Dünya çapında üniversiteler günümüzde, kendi durumlarını diğer ülkelere göre değerlendiren ülkeler için, artık sadece kültür ve eğitim kurumları olmanın ötesinde, gurur ve mukayese noktası oldular. Dünya çapında olma standartları pek çok ülkedeki kimi kurumlar için akılcı hedef olabilir, ama pek çok başkası için uygun, ucuz veya verimli değildir. Küresel yükseköğretim ortamında, yükseköğretimin yerel yararlarını maksimize edecek şekilde hangi tedbirlerin alınacağı dünya yükseköğretim sistemlerinin karşılaştığı büyük güçlük. Bu kitap bu amaca hizmet edecek önemli bir araçtır.