Bu kitabın benzerlerinden ayrılan temel özelliği, tasavvufi bir bakış açısına sahip olmasıdır. Manevi danışman ve dini rehbere tasavvuf bahçesinden çeşitli çiçekler sunmasıdır.
Manevi danışman ve dini rehberin elbette her türlü psikolojik disiplini ve kuramı bilmesini ve bunlarda deneyim kazanmasını istiyoruz. Ama bizim burada önerdiğimiz ve takip etmesini istediğimiz ekol, Alfred Adler’in Bireysel Psikolojisi’dir. Bu çok kullanışlı ve pratik bir psikolojik yöntemdir. Ayrıca inanç buhranlarını anlamada ve tedavi etmede eşsiz imkânlar ve üstünlükler sunmaktadır. Danışanın ilk geldiğinde kişilik profilini anlama ve bu konuda çıkarımda bulunmada çok büyük kolaylıklar, anında uygulanabilir teknikler içermektedir.
A.Adler, psikolojik rahatsızlıkları değerlendirirken kişinin toplumsal ilgisini temel ölçüt olarak almaktadır. Onun bu bakış açısı İslam dininin amaçladığı Müslüman ve mümin modeli ile uyuşmaktadır. Müslüman ve müminler, imanlarından sonra topluma ve insanlara yararları ölçüsünde Allah yanında değer kazanmakta ve ahirette ödüllendirilmektedir. Bu uyum ve paralellik deManevi danışman ve dini rehberlere A. Adler’in kuramını öğrenmeleri konusunda öneride bulunmamızda büyük rol oynamıştır.
Manevi danışman ve dini rehberin bu çağda üzerine düşen en önemli görev ve hizmet alanı inanç buhranlarıdır. İnsanlar çağımızda çeşitli nedenlerden ötürü klasik ve geleneksel dinlerden koparak genellikle bu inanç buhranlarından birisine yakalanmaktadır. Teizm, deizm, agnostisizm, ateizm bir salgın hastalık gibi bütün dünyaya yayılmaktadır. Konu artık küresel bir mahiyet almıştır. Birer buhran ürünü olduğu için insanların bunlardan birisi ile dünyada huzur ve saadete kavuşması mümkün görünmemektedir. Tabii işin ahiret cephesi ise tam manasıyla bir hüsrana dönüşmektedir. Çalışma boyunca bu konu detaylı bir şekilde ele alınmakta, bunların neden kaynaklandığı ve nasıl tedavi edileceği hususu bilimsel yöntem ve tekniklerle açıklanmaktadır.
İnsanlık, çağımızda bu türlü inanç buhranlarının kıskacındadır. Ümitsiz ve karamsar bir hasta gibi çaresizce beklemektedirler. İslam dininin nuruna ve feyzine muhtaç durumunda olmalarına rağmen bunu anlayamamaktadırlar. Onun için her bir Müslüman’a Allah’ın dininin bu konuda bir kurtuluş yolu olduğunu duyurmak ve anlatmak çok açık bir farzdır. Bunun için her bir Müslüman, insanların bu büyük derdine çare olmak üzere bir Manevi danışman ve dini rehber gibi karınca kararınca hizmet etme şuurunda olmalıdır.