Bugün akşama doğru tek başıma uzunca bir yürüyüşe çıktım; ya başkaları ile dolaşır ya da çoğunlukla evde kalır yatardım. Hey Tanrım, ne biçim bir yer burası! Milena, burada olsaydınız ya? Hayır, aklım yitirmiş düşünmeyi, yalan söylemiş olurdum yokluğunuzu duyuyorum dersem... Mükemmel ama acı veren bir büyü ile buradasınız! Benim burada olduğum gibi, daha da elle tutulur biçimde, ben neredeysem siz de oradasınız benim olduğum kadar, daha da belirli.
Eğlenmiyorum, ama kimi zaman şunu düşünüyorum: Değilmi ki buradasınız bulamayacaksınız beni burada...
“Peki, ama nerede bu adam” diyeceksiniz. Meran’dayım diye yazmamış mıydı?”