Göçün birçok yönden insan hayatı üzerinde etkisi bulunmaktadır. Göç eden insan, tüm hayatını değiştirmeye niyet etmekte, yeni bir hayata başlamayı göze almaktadır. Yeni çevrenin değişik şartları, orada edinilen kazanımlar ve tecrübeler, önceki yerleşik geleneksel dinî inanış, değer, norm, pratik ve adetlerin zamanla kaçınılmaz bir biçimde etkilenmesine hatta değişim ve dönüşümüne yol açabilmektedir. Öyle ki, göç süreciyle farklı kültürler, sosyal katmanlar ve insanlar karşı karşıya gelebilmekte, bu karşılaşma da beraberinde pek çok çatışma ve sorunlara zemin hazırlayabilmektedir. Bu kitap, göçün ve göçmen olma durumunun özellikle dinsel inanç ve yaşam tecrübesi üzerindeki yansımalarını konu edinmektedir. Bu kapsamda, on bölümden oluşan bu çalışmada, her bir bölüm kendi araştırma ekseninde göç ve din hususunu farklı boyutlarıyla ele almakta ve tartışmaktadır.
Göç olayı, insanlık tarihi kadar kadim bir olgu olmakla birlikte güncelliğini ve önemini kaybetmeden sürdürmeye devam etmektedir. Bu meseleyi anlamak ve açıklamak üzere büyük bir entelektüel çaba neticesi oluşan hacimli ve çeşitlenmiş bir literatür oluştuğundan söz edilebilir. Ancak bu literatürde göç olgusunun din ile ilişkisinin çoğu zaman ihmal edildiği de bir gerçektir. Daha ziyade Batı Avrupa örneğinden hareketle göç ve din ilişkisine odaklanan bu çalışmanın bir boşluğu dolduracağı söylenebilirse de bu alanda çok daha fazla çalışmanın, özellikle metodoloji ile ilgili çalışmaların yapılması gerektiğinin de belirtilmesi gerekmektedir. Öte yandan doğası gereği disiplinlerarası bir karakteri olan göç çalışmaları münbit bir araştırma alanı olup bir araştırmacı veya bir disiplin ile sınırlı kalınmadan çok sayıda araştırmacının bir araya gelerek disiplinlerarası çalışmalar yapılmasını zorunlu kılmaktadır. Akademik çalışmalarının önemli bir kısmını göç ve din ilişkisine adamış olan editöre ve kitaba katkı sağlayan yazarlara ayrı ayrı teşekkür ederim.
– Prof. Dr. Mehmet Ali KİRMAN, Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, Göç Araştırmaları Anabilim Dalı Başkanı