Murat Belge, seyahatnamesinin 4. cildine dünyanın güneyiyle başlıyor. Önce Latin Amerika’ya, Brezilya’ya götürüyor okuyucularını, bin bir çeşitlilikle göz kamaştıran doğa, insan ve ruh iklimini aktarıyor; politik tarihin girintili çıkıntılı patikalarını takip ediyor.
Yolculuğa yine güneyden devam ederek bu kez Afrika’ya Tanzanya ve Sudan’a uzanıyor… Bu iki ülkenin merceğinden, Afrika’nın kaderinin nasıl çizildiğini, bu kaderin bugün nelerle cebelleşmek zorunda olduğunu anlatıyor. Sonra seyahatte keskin bir manevrayla yeniden Avrupa’nın kuzeyine yöneliyor. Önce eski kıtada soluklanıp, tafsilatlı bir Fransa turuna çıkarıyor okurlarını: Yemesiyle, gezmesiyle, tarihi ve siyasetiyle,
şairleri, yazarları ve ressamlarıyla uzun bir rota takip ediyor; bu rota elbette Paris’e götürüyor seyyahımızı… Fransa’dan biraz daha kuzeye yönelerek 5. cildin onur konuğu olacak İngiltere’ye kısa ama “teşrifatlı” bir Londra seyahatiyle girizgâh yapıyor. Bu kısa ziyaretin ardından İtalya’ya yollanan Belge, Siena, Roma ve Cenova’da konaklıyor. Sonra yeniden doğuya yönelerek Ljubljana-Slovenya ve Polonya’ya uğruyor.
Seyahat yeniden Akdeniz kıyısına uzanıyor. Yunanistan’da kıyı kıyı gezerek adalarda konaklayıp, Selanik’te bir süre geçirdikten sonra Mezopotamya üzerinden dönüş yoluna düşen seyyahımız, Erbil’e de uğrayıp seyahatnamenin bu faslını tamamlıyor.