İnsan etki alanını genişlettikçe, doğanın ve doğadaki canlıların yaşam alanı daraldı. Hatta yok olmakla karşı karşıya… Ekosistem bozuluyor, karbon-oksijen dengemizi ayarlayan ormanlar yok oluyor, denizler kirleniyor, atmosfer deliniyor, iklim değişiyor…
Bu tahribatın farkına varan şirketler, sürdürülebilir, yeni ve zararsız teknolojiler bulmanın arayışında. Peki, ilham kaynakları ne olacak? Tabii ki doğa. Şirketler, doğaya zarar vermeden onu işlemeyi, temiz teknolojiler yaratmayı amaçlıyor. Şafak Altun, Doğanın İnovasyonu’nda kendi tabiriyle "bilim muhabirliği”ne soyunuyor. Yazarın kitaptaki amacı, girişimcilere esinlenebilecekleri fikirler sunarak ekonominin ve toplumun işine yarayabilecek inovasyonlar yaratmak.
İnsanoğlu, çok geç olmadan doğayla barışıp kendini doğanın akışa bırakması gerektiğinin farkına varmalı. Şafak Altun, Doğanın İnovasyonu’nda okuyucuyu doğanın akışına ve akışın yarattığı şaheserlere tanıklık etmeye davet ediyor. Kitapta, doğanın mühendisleriyle tanışacak ve bu mühendislerin hayatın dehasını nasıl oluşturduklarına şahit olacaksınız.
''Dünya’da bitkiler, hayvanlar ve mikroplar 3.8 milyar yıl mükemmel bir işleyen sistem kurmuş. Organizmalar, kaya, deniz ve okyanuslar değişebilen iklimle beraber bu dünyayı, muhteşem bir ortak yaşam havuzuna çevirmeyi başarmışlar.
Dünya insanın 200 yıldır sürdürdüğü büyüme modelini kaldıramıyor. Yaratılan çevre kirliliği, küresel iklim değişikliği ve diğer çevresel etkiler nedeniyle Dünya’nın kendini yenileyebilmesi artık mümkün değil.
Doğanın parçası olduğumuzu bilmedikçe ve doğaya inanmadığımız sürece bizim için, felaketlerden kurtuluş yolu yok.''