登入選單
返回Google圖書搜尋
Yeni Küresel Düzende Büyüme, Eşitsizlik ve Kapsayıcılık İlişkisi
註釋

Tarihsel süreçte ülkelerin gelişim süreci incelendiğinde, değişmeyen en temel hedeflerden birinin ekonomik büyümenin sağlanması ve sürdürülmesi olduğu görülmektedir. Ülke deneyimleri, büyüme konusunda ekonomi bilimi tarafından çözüm bulunması gereken birçok sorunun var olduğuna işaret etmektedir.


Büyümeyle ilişkili olarak ortaya çıkan en önemli sorunlardan biri gelir eşitsizliğidir. Gelir eşitsizliği, sadece az gelişmiş ve/veya gelişmekte olan ülkelerin değil gelişmiş ülkelerin de en temel sorunlarından birini teşkil etmektedir. 21. yüzyılın başlarından itibaren küresel eşitsizlikte azalma eğilimi gözlense de ülke içindeki eşitsizliklerin dünyanın birçok yerinde hâlâ yüksek seviyelerde olduğu görülmektedir. Gelir eşitsizliğinde ortaya çıkan bu trendin en temel kaynağının 1980’li yıllardan sonra yoğunluk kazanan küreselleşme olgusu olduğu hususunda bazı görüşler söz konusudur. Küreselleşme sürecinin gelir eşitsizliğini artırdığını ifade eden görüşler, dışa açıklığın toplumda dezavantajlı grupların aleyhine sonuçlara yol açmasıyla birlikte özellikle finansal küreselleşmenin, servet sahibi kesimlerin payını daha da artırdığını savunmaktadır. Küreselleşme savunucuları ise dışa açıklıkla beraber dezavantajlı grupların gelirlerini artırabilecekleri birçok fırsatın ortaya çıktığını ve böylelikle eşitsizliğin azaldığını ileri sürmektedir.


2000’lerden itibaren yeni küresel ekonomik düzende büyümenin, gelir eşitsizliğinin ve yoksulluğun azaltılması konusunda yeterli olmaması nedeniyle, kapsayıcı büyüme olarak adlandırılan yeni bir yaklaşımı ortaya çıkarmıştır. Eşitsizlik ve yoksulluğun azaltılması için eğitim, sağlık, istihdam, verimlilik, finansal kapsayıcılık, kurumsallık gibi birçok alanda politikaların geliştirilmesi gerektiği fikri kapsayıcı büyüme yaklaşımının merkezinde yer almaktadır.