登入選單
返回Google圖書搜尋
Kelimei Tevhidin Anlam ve Şartları
註釋

 Önsöz

Hamd bizleri tevhid ile şereflendirerek ondan yoksun olan insanlara üstün kılan Allah’a, salât ve selam, bu kelime uğruna canını dişine takarak mücadele veren kutlu elçi Hz. Muham-med’e, O’nun âline, ashabına ve yoluna uyan tüm mü’minlere olsun.

Kardeşim! Bil ki sen, “Lâ İlâhe İllallâh” diyerek Allah’ın dini ile müşerref ve muazzez oldun. O kelimeyi yaşatmak, yüceltmek ve tüm yeryüzünde hâkim kılmak için vâr olduğunu unutma! Za-ten tüm peygamberlerin görevi de bu değil miydi? O halde sende onların yolunda yürüyerek, bu kelime için varını yoğunu ortaya koy, onu sev, onu benimse, onu özümse ve onunla hem dem ol!... Ona inanan diğer insanları, inanmayan öz kardeşlerinden daha değerli bil! Ve unutma ki, senin, Allah katında ki üstünlü-ğün bu kelimeye olan sadakatinle ölçülecektir. Ona sadıksan, iki dünyada da aziz; yok eğer kazip/yalancı isen, iki dünyada da re-zil olursun. Nice kavimler bu kelime sayesinde ulvî derecelerde yükselmişken, niceleri de süflî derekelerde alçalmıştır. Sakın ola sen onlardan olma!

“Ey kavmim, Allah’a ibadet edin. Sizin için O’ndan baş-ka hiçbir ilah yoktur” diyen Nuh’u, Hud’u, Lut’u, Salih’i ve di-ğer Allah elçilerini düşün…

Ve kendisine intisap etmekle şeref duyduğun Hz. Muham-med’i… Hani O, kendisinden “Lâ İlâhe İllallâh” davasını terk etmesi istenince ne demişti?

“Bu işi (Lâ İlâhe İllallâh davasını) bırakmam için güneşi sağ elime ayı da sol elime verseler ben yinede vazgeçmem!...”

Kelime-i Tevhid'in Anlam ve Şartları

10

Sen de her daim bu azim ve gayreti, bu sebat ve himmeti kalbinde taşı. Davanı terk etmen için sana baskı ve zulüm ya-panlara Muhammedî bir tavır sergile.

Peygamberine ve O’nun kutlu davasına karşı duranlardan olma! Onlardan sakın! Tüm gücünle uzaklaş onlardan! Zira on-lar, kendilerine Allah’tan başka ilahları reddetmeleri hatırlatıl-dığında kibirlenir ve büyüklük taslarlar.

“Onlara “Lâ İlâhe İllallâh” denildiğinde kibirlenerek büyüklük taslarlar.” (Saffat, 35)

Bu gün de Allah’ın egemenliğini, hâkimiyetini ve kanun ko-yuculuğunu insanlardan kimilerine hatırlatınca, kibirlenir ve kalbinde yer etmiş olan kin ve nefreti, senin iman nuruyla ay-dınlanmış yüzüne kusar; seni bir kaşık su da boğmak ister... Sen hem bu taifeyi, hem de az önce anlatılanları iyi tanı! Hangi ge-miye bineceğini şimdiden iyi tespit et! Çünkü bu yolun sonunda tevhid gemisine binerek kurtulanlar olacağı gibi, şirk gemisine binerek küfür denizinde boğulanlar da olacaktır.

Bindiğin geminin kapatanı kim? Hz. Muhammed mi yoksa tağutlar mı? Şimdiden düşün. Gemi yola çıktıktan sonra geri dönüşün olmayabilir!

Allah bizi ve seni Hz. Muhammed’in öncülüğünde Hz. Nuh ve ashabının kurtulduğu gibi tevhid gemisiyle kurtuluşa eren-lerden eylesin. (Allahumme Âmîn)