Milliyetçilik telaffuzu kolay, grameri zor bir kavram. Zorluğu, hem verili bir alanda nesillerin birikimini aktarmasından, hem de o verili alanı dönüştürme potansiyeli bulundurmasından ileri geliyor. İşte kavramın içerdiği bu ikili yapı, tevarüs ve dönüştürme özelliği, çoğu zaman kırılma ve çatışmaların da bizatihi nedeni, kendisi olabiliyor.
Bir de buna kavramın çoklu ve geçişli yapısı ilave ediliyor. Neler yok ki orada? Geçmişe duyulan özlem, modernizm, gelenekçilik, muhafazakârlık, sekülerlik, emperyal özlemler, antiemperyalizm, faşizm, demokrasi, yabancı düşmanlığı, hümanizm, yerellik, bölgecilik ilh.. gibi birbirine zıt dünya kadar kavram.
Elinizdeki kitap, Gelenek (Verili Alan) ve Modernite (Dönüştürme Potansiyeli) arasında, hem oraya hem de buraya müracaat eden ve yönünü arayan bir kavramın, Milliyetçiliğinin, Türkiye özelindeki imkân ve problemleri üzerine kafa yoran meslekten bir sosyal bilimcinin, farklı zamanlarda kaleme aldığı denemelerle bu tartışmalara katkı sunmayı amaçlayan yazılarından oluşuyor.