登入選單
返回Google圖書搜尋
註釋

Bir gece ansızın kan ter içinde uyandı. Evin ışıkları kapalı ve saat daha 02.30’du. Uyuyalı 1 saatten biraz daha fazla olmuştu. Etrafına bakınarak nerede olduğunu anlamaya çalıştı. Mantar pano ve üzerinde holden gelen cılız ışıkla zar zor seçilen bir fotoğraf tanıdık geldi.


Dikdörtgen, güneş ışığından solmuş kuşe bir kâğıda basılan fotoğrafta, nişanlısı ön plandaydı. Tanıştıkları günlerde vermişlerdi bu pozu. Sevgilisi yani şu anki nişanlısı o anda, sanki rüyasını biliyormuşçasına tehlike çanları çalıyormuş gibi bakıyordu.


Kendine gelmeye başladı. Rüya ile gerçeği ayırt edebildiğinde derin bir nefes aldı. Yaz yaklaşıyordu. Mayıs aylarının ortasıydı. Hava geceleri odanın olduğu cepheden esen serin ilkbahar rüzgârıyla doluyordu. Balkon kapısı açıktı. Adrenalin ve baskıdan oluşan teri, rüzgârın ve sakinleşmenin etkisiyle soğuyordu.


Kalktı; mutfağa gidip su içti yatağa tekrar döndüğünde gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Önce aklının ona oyun oynadığını düşündü, hemen odanın ışığını açıp tekrar baktı. Yanılmıyordu. Gördükleri gerçekti ve tam yatağın ortasında duruyordu.