Biz genel olarak iletişimi ne sanıyoruz diyecek olursanız, deneyimlerimden bir derleme yapmak isterim;
Konuşuyor, konuşuyor… konuşuyoruz! Hiç susmuyoruz… Devamlı anlatıyoruz. Sosyal medyada aktifiz. Çok yazıyoruz. Kısa kısa, yarım cümleler, tuhaf nidalarla kompozisyon şampiyonuyuz.
Çok fotoğraf çekiyoruz, kendimizi sağdan soldan üstten yanan alttan belgeleyip duruyoruz… Günün her saatini, her coğrafyayı, her anıyı kaydediyoruz. Her anı belgeliyoruz. Her fotoğrafta, yaşamı donduruyor; en mutlu gülücüğü atıyoruz…
Aktif okuruz, çok retweet yapıyoruz. Mesaj yanıtlıyor, yorum yapıyoruz. Kısa kısa… Dışarıdan bakacak olduğunuzda, işimiz gücümüz iletişim sanırsınız. Gerçek biraz daha farklı; bu kitapta toparladığım yazılarımda dilim döndüğü kadar iletişime nasıl kanat çırptığımızı, çoğu zaman kanadımızın kırık olduğunu, pek çok zaman yanlış istikamete uçtuğumuzu, sürüden kolayca ayrıldığımızı, zaman zaman da mucizevi şekilde iletişim kurduğumuzu anlatmaya çalıştım.