Aralık başı itibariyle 50 küsur günü geride bıraktığımız Gazze saldırısında İsrail, insanlık ve savaş suçlarını işlemeye devam ediyor. Bu ay tüm gelişmelerin detaylıca ele alındığı bir Filistin dosyası hazırladık. Filistin’deki meseleyi geçmişiyle ele alarak sorunun ne olduğunu, ne olmadığını Ferhat Pirinççi anlatırken, Siyonizm-Evanjelizm ittifakının çocuğu İsrail’in, nasıl İslam dünyasının sorunu haline getirildiğini Ramazan Yıldırım kaleme aldı. İsrail’in katliamları devam ederken, kendi içindeki hareketlenmelerin İsrail siyasetine yansımasını Gökhan Çınkara, İsrail kamuoyundaki protesto ve alkışları ise Tuğçe Ersoy Ceylan detaylandırdı. İsrail’de yükselen aşırı sağı Bilgehan Öztürk, İsrail işgalinin ilhak girişimine dönüşme sürecini Bora Bayraktar, İsrail’in savaş suçlarının nasıl yargılanacağını Yücel Acer inceledi.
Dünyanın gözü önünde yaşananlar, tüm kurum ve kuruluşları harekete geçirme mecburiyetinde bırakacak haldeyken, çok fazla ses çıkmaması en büyük sorun halini aldı. İslam İşbirliği Teşkilatı’nın gelişmelerdeki rolünü Muhittin Ataman, Körfez ülkelerinin Filistin politikasızlığını Mehmet Rakipoğlu masaya yatırdı. Batının olaylara yaklaşımını da ele aldığımız yazılarda, ABD’nin İsrail saldırganlığını desteklemesinin stratejik ve jeopolitik boyutlarını Kasım İleri, Holokost borçlusu Almanya’nın Gazze politikasını Kemal İnat, İsrail’e yaklaşımda Macron’un U dönüşlerini ise Belkıs Kılıçkaya analiz etti. Soğuk Savaş’ın Ortadoğu’daki etkili oyuncusu Rusya’nın şimdiki yokluğuna Mehmet A. Kancı yoğunlaştı. Küresel düzenin geleceğine değinen Diren Doğan, Çin’in Filistin sorununa yaklaşımını aktarırken, Türkiye ile yakın ilişkilere sahip Azerbaycan’ın Filistin meselesinde İsrail’e karşı tutumuna riskler bağlamında Cavid Veliyev değindi. Afrika’nın Filistin politikasını ise Tunç Demirtaş çok boyutlu bir şekilde kaleme aldı.
Batının devlet politikalarındaki İsrail taraftarlığına rağmen halkın Filistin için sokaklara çıkması, eylem ve protesto gösterileri düzenlemesi, sosyal medya aracılığıyla herkese ulaşıyor. Batı medyası ise kör tutumuna devam ediyor. Gazze’yi umursamayan Batı medyasını İbrahim Efe, söylemsel mücadeleyi Yenal Göksun ortaya koydu. Modern Batı paradigmasının yıkılışına İhsan Aktaş kapsamlı bir çerçeve sunarken, İslamofobi’nin arka planındaki antisemitizme Betül Avcı dikkat çekti. İsrail saldırılarının Batı’nın düşünce ve değer dünyasını yıkmasına Fatma Zehra Özdemir, Batı medyasının Ukrayna ile Gazze’de yaşananları nasıl farklı sunduğuna ise Hilal Ceren Kara odaklandı. Medya ve kamuoyunda farklı savunmalar yaşanırken, tüm dünyada başlayan İsrail ürünlerine yönelik boykotun röntgenini Abdulkadir Develi ve Mustafa Erdem birlikte çekti.
Yeni yıla yaklaşmak Türkiye için de yerel seçimlerin habercisi niteliğinde. 2024 Mart’ta yapılması planlanan seçimler öncesi, parti değerlendirmelerimiz bu sayıda da yer alıyor. Yerel seçimlere giderken siyasetin genel nabzını Nebi Miş, muhalefet cephesindeki değişim sancılarının ardından yeni CHP’nin nabzını Baki Laleoğlu, suların bir türlü durulmadığı İYİ Parti’nin nabzını Zakir Avşar tuttu. Filistin konusunda partilerin yaklaşımlarını ise Murat Yılmaz aktardı. Meclis iç tüzüğündeki gerçekleşmesi beklenen reformu da Mert Hüseyin Akgün yazdı.
Bu arada dergimizde bir bayrak değişimi yaşanıyor bu sayıyla birlikte. Yusuf Özkır ve Nebi Miş’in ardından 60. sayıdan itibaren yürüttüğüm Yayın Koordinatörlüğü görevini Mustafa Caner’e devrediyorum. Göreve başladığım günden bu sayıya kadar büyük desteğini gördüğüm başta Genel Yayın Yönetmenimiz Burhanettin Duran ve Yayın Kurulu Üyelerimiz olmak üzere, arka planda yoğun bir emek veren Kriter ekibimize, yazarlarımıza ve elbette siz değerli okuyucularımıza teşekkür ederim.
Gelecek sayıda görüşmek üzere…