登入選單
返回Google圖書搜尋
Endonezce Mantığı
註釋

ÖNSÖZ

       Endonezce zihin işlemesinin farklılığını çalışmalarımızda baş ucu eser yaptığımız Kenji Matsuura beyin Japonca Sözlüğü[1] üzerinden Türkçeye kazandırmaya çalıştığımız sözcüklerden daha iyi anlıyoruz. 20 sene Japonca ile haşır neşir olmuş satırların sahibi garip, tuhaf bir Japonca ile günlük yaşamda kullanılmayan ifadelerden dolayı anlamaktayız. Normal ve sık kullanılan bir kanji yazısı ile değil de sözlükte kalmış pek de kullanılmayan ifadelerin sıklığı içinde Japoncaya aktarılan Endonezce; dönence mantığına ters bir lisan mantalitesi olduğunu göstermektedir. Bir örnek verelim; Meşguliyet ifadesi genellikle Japonca’da isogashii [2]sözcüğü ile karşılanır. Japonca akusekuni hataraku,[3] işi var,  meşgul anlamındaki ifade Endonezce’de  sibuk bekerja ile karşılanıyor. Japonca çalışmak ile ilgili birçok deyim ve sözcük günlük yaşamda sık sık kullanılmasına rağmen mezkur ifade tercih edilmiştir. Mezkur ifade pek de sık kullanılmaz. Kenji Matsuura beyin yazdığı sözlükte aynı minvalde birçok sözcük günlük yaşamda pek de kullanılmayan Japonca karşılıkları ile yazıldığını gördük. Bunun nedenini yaşam, din, iş zihniyetinin oldukça farklı iki milletin bakışını ve normal Japon düşüncesine ters gelen ama aynı eylemin farklı bir algılamayla ifade edilmesiyle izah ediyoruz.  Biz konuya Arapça “ikhlas”  ifadesinin Türk mantığında ve Endonez mantığındaki yerini arayarak daha berrak bir bakış kazandırmak isteriz. Ikhlas ifadesini Endonezler bir karşılık ve maddi menfaat beklemeden yapılan eylem olarak kullanırlar. Türkçe mantığında ise inancında samimi olmak, özü sözü bir olmak gibi bir anlamı ise daha kuvvetlidir. Endonezler ikhlas sözcüğünün alanını daraltmakta ve özel bir anlam yüklemekteler. Benzerlik vardır ama kullanım yerleri pek de birbirini tutmaz. Bir gün sabah vakti erkenden 7 km. kadar köyden kasabaya yürüme gidip oradan da Cakarta’daki Millli Kütüphaneye gitmek için yola çıktım. Yolda bir minibüs geldi. İçinde bir kişi sürücü vardı. Yolu yarılamıştım. Beni arabaya aldı. Ücret teklif ettim. Cevabı şöyleydi: “Saya punya ikhlas” “ben ihlâslıyım” şeklinde Türkçeye tercüme edilecek ifadesi ile ben “para istemiyorum” demek istiyordu.  

       Endonezlerin zaman ve vakit algılaması çok farklı olup aşırı sıcağın gevşettiği bir kişiliğin yansıması diyebileceğimiz, bir birim zamanı üç-dört misli çeke çeke lastik gibi uzatarak düşünebileceğiniz zamanlama içinde işlerin ağır mı ağır; ağır-aksak ilerlediği bir dünyanın insanlarının ürünüdür.   Keşke zaman olsa da Endonezlerin zaman-vakit kavramlarını ayrıca incelesek, diye hatıra gelen düşüncenin ürünü olan elinizdeki çalışma; zihniyetin çekirdeğine doğru yol aldığımızı sözcükleri teker teker ele alırken bize öğretti. Gerçekten Endonezlerin dil mantığı, özellikle zaman ve zamanlama düşüncesi, dönence kuşağı insanlarından çok mu çok farklıdır. Bunu Cakarta’da tanıştığım yabancılardan da sık sık duydum. Okuyucuların bu fikre katılıp katılmayacaklarını ise gelen tepkilerden öğreneceğiz. Endonezlerin kafasının içine elimizi sokacaksak zaman ve vakit kavramlarını nasıl kullanıyorlar ona bakmak gerekir. Sebze-meyve kültürüne dayalı tad-zevk üzerine bir hedonizm inşa eden yaşam tarzını sözcükler arasında algılayabiliyoruz. Böylece; Soap buah enak, bu meyve hoşafı lezzetli cümlesi ile Enak, tinggal di sini? Burada kalmak hoş mu? cümlesinde geçen enak sözcüğünün lezzet-hoş anlamlarında kullanılmasını anlayabiliriz. Aşağıda geçen cümlelerde dönem-tad (keyif) ifadelerinin bir arada iyi-müreffeh, mamur dönem anlamında nasıl kullanıldığını göreceksiniz:  

Lagu-lagu yang enak zaman sekarang, lagu apa?   Şimdilerde şarkılar keyif verici mi (lezzetli) Hangi şarkı?

Lebih terasa enak zaman Orde Baru (1968-1998)   Daha çok hoşa giden bir Yeni Siyasi (idari) Tarz (Suharto İdaresi) dönemi hissediyorum.

Zaman Soeharto Lebih Enak, Zaman SBY Lebih Makmur.  Başkan Suharto zamanı çok iyi (keyif verici) Başkan Susilo zamanı daha çok refah verici.

Karena itu tidak dipungkiri, Zaman SBY saya merasa lebih makmur. Karşı fikir söyleyen olmadığından dolayı SBY (şu anki devlet başkanı) dönemini daha müreffeh hissediyorum.

    Demek oluyorki Endonezler; Türkçede karşılığı bile bulunmayan yüzlerce bitki-meyve zenginliği içinde tad-lezzet üzerinden, Türkler de Anadolu bozkırında başak-buğday üzerinden bir dil mantığı geliştirmişlerdir.  

    Lisan, yaşam, din zihniyetinin çok farklı olduğu adalar insanı ile ilgili bazı makalelere de birinci bölümde yer verdik. Hem bilgilendirme amaçlı hem de düşünsel amaçlı yazıları okuyucuların eleştiri ve takdirlerine bırakmayı uygun gördük. Esas amacı sözlük olan eserde dil felsefesi ve semantik yöntemleriyle izah ettiğimiz bazı kavramlar ve zihniyeti ile ilgili düşüncelerimizi okuyucularla paylaşmak istedik. Sözlük amacı dışında da olsa çalışma alanını daraltarak yaptığımız müzakerelerde ileride akademik çalışma yapacaklara yardımcı olmayı hedefledik. Zaman ile ilgili kavramları yazarken yakın düşen kavramlardan uzak durmaya çalışşak da bazı kavramları listemize almayı uygun gördük. Ayrıca hem zaman hem de başka bir işlev için kullanılan bazı önemli kavramlarda iki işlevi bir arada incelemeyi uygun gördük. Eş ve yakın anlamlı ifadelere de yer verdik. Bazı kavramlar her iki yerde de kullanılabilir olmasına rağmen sadece bir yerde kullandık.  Pada akhir (penghabisan) bulan Mei;  Mayıs ayı sonlarında, örneğindeki gibi pada ve akhir maddelerinde de kullanılabilir olduğu halde sadece akhir maddesinde yer verdik. Bazılarını ise tekrarladık. Endonezce ile insan beyninin imtihan olduğunu ve zorlu bir sınav süreci geçirdiğini düşünüyoruz. Politikacılar eldeki mevcut imkânlarla sahip olduğu kadarıyla ne kadarının gerçekleştireceklerinin sanatını icra ediyorlarsa, insan beyni de dar bir alanda sahip olduğu kısacık olanaklarla her şey ve felsefi tarzı da içine alan bir ufku izah etme ve bilim dili üretme sürecindeki Endonezce de sadece Endonez insanı değil insanın beyni sınav vermektedir.   Günlük hayatta nerelerde, nasıl kullanıldığını öğrenmek için fotoğraflarla anlamları destekledik. Endonezce’de Türkçe’de olduğu gibi aynı ifadenin oldukça değişik anlamlarda kullanıldığına sık sık tanık olduk. O nedenle resimlemenin sözcükleri kavramaya çok yardımcı olacağını düşündük. Çalışmamızı Samsun Kıranköy Mezarlığında yatmakta olan ana ve babamızın ruhlarına ithaf ediyoruz.

25.05.2014,Ali Osman Muş

  Samsun Atakum

GOOGLE EDITION İÇİN ÖNSÖZ

    6 sene sonra tek sayfa halinde Google Editon için elinizdeki eseri yeniden gözden geçirip bazı ilâveler yaptık. Risaleler bölümünü ekledik. Her zaman şunu savunduk: Endonezce geleceği olan ve gelişmekte olan bir lisandır.  Yerel lisanlardan alacağı katkılarla daha da gelişeceğini umuyoruz. Kitap yaza yaza kitap yazmayı öğreniyoruz. Okuyucularımızın ilgisi Endonezya’ya olan ilgiyi canlı tutacaktır.

 

12 Mayıs 2021,  Samsun İlkadım


[1] Kamus Jepang –Indonesia.., Kenji Matsuura, 1994, Tokyo.

[2]忙しい

[3]齷齪に働く