“Artık toparlanmalıydım. Ölümden önce hayat benim de hakkımdı. Senden sonra aşk biraz da bunun içindi. Sen gittin diye bu şehir, bu ülke değişmedi ki! Hayatlarımıza nikah kıyan canavarlar sen öldün diye merhamete gelmedi ki!”
İyi giyimli genç bir adam, bir gece vakti sarhoş olup İstanbul’un en hareketli caddesinde kepenkleri kapalı bir mağaza önüne sızar. Bedenini hareket ettiremese de zihni hala canlıdır. Görebildiği her şey ve duyabildiği her ses onu geçmişine yollar.
90’lı yıllarda yaşanan toplumsal krizlerin ortasında yeşeren bir çocukluk aşkı… Batı’da laik-antilaik çatışması arasında ezilen sıradan bir ailenin oğlu ile JİTEM baskısı ve ölüm korkusu sebebiyle Doğu’dan göç etmiş bir ailenin küçük kızı arasındaki duygusal yakınlaşma.
Senden Sonra Aşk, seküler ve dinci radikalizmin “baskı ittifakı”nın altında ezilenlerin hikayesini anlatıyor. Nefret ve ötekileştirme siyasetinin arka sokaklarda bozguna uğrattığı hayatlarla tanıştırıyor. Dindarlığın arkasına saklanmış ikiyüzlülüğü, gerçek hayattan örneklerle yüze çarpıyor. Bir aşkın acısını unutmaya çalışırken başka bir aşkla darbe yiyen bir gencin, bu ikiyüzlülüğe isyanını anlatıyor. Türkiye’nin baskı rejimine dönüşmesinin yakın tarihine ışık tutuyor.