Günümüzün büyük bir bölümünü geçirdiğimiz işimizde mutlu muyuz? Ya da şöyle soralım, işte mutlu olabilmemiz mümkün mü? Elif Bilginoğlu’nun kaleme aldığı Eğlenerek Çalışmak’ta bu sorunun peşine düşeceğiz. Bilginoğlu, kitabında işimizdeki mutluluğun ya da mutsuzluğun kişisel hayatımızdaki etkisini bütün yönleriyle inceliyor. 

Mutlu çalışanlara sahip olmak isteyen kurumlar, çalışanlarının sadece çalışma yaşamlarını değil, kişisel yaşamlarını da önemserler. Çalışanlara bir üretim faktörü olarak değil, birey olarak bakarlar. Mutluluğu işe taşımak isteyen işveren de çalışan da eğlenceye önem vermelidir. Çünkü eğlence, iş/yaşam dengemizi mutluluğa götüren en ulaşılabilir, en olumlu destekçilerden biridir. Eğlenceli bir iş ortamı, hem işvereni hem çalışanı beslemektedir. Çalışan, işte mutlu olunca günlük yaşamın stresinden ve sıkıntılarından kurtulmaktadır. İşveren ise arzulanan bir şirket durumuna gelmektedir. Böyle bir ortamda yapılan işin kalitesi de artmaktadır. 

Çalışmak üzerine yazılan birçok kitabın aksine Eğlenerek Çalışmak’ta iş, mutluluk, eğlence ve neşe kavramlarıyla dolu bir çalışma ortamının önemli ipuçları ve araştırmacılar için teorik bilgiler sunuluyor. 

"Eğlence bir tutumdur ve bunun pek çok avantajı vardır. Stresi yok eder, kalori harcamaya yardımcı olur, ruhu, zihni, bedeni dinlendirir ve yeniler. Bu enerji aynı zamanda bulaşıcı da olduğu için, çevrenizdeki herkes iyi bir ruh halindeyken siz kötü bir ruh halinde olamazsınız. İşyerinde eğlence tarafından uyarılmış, bulaşıcı bir eğlence modu, çalışanların işleriyle ilgili olumlu bir duygusal hal yaşamalarına sebep olabilecekken, olumsuz bir kişi tüm işgücünü alaşağı edebilir. Eğlenceye karşı geliştirilen olumlu tutum, şüphesiz dünyanın en büyük kurumlarının bazılarında faydalı olmuştur.”