Eloerklar, sahip oldukları farklı güçleri ve farklı duyguları ile onları görünmez yapabilen kılıçlarıyla insan ırkının sonunu getirmeyi amaçlıyorlardı. Ancak insanlarla yaptıkları son savaştan sonra yenilmişler, kendilerini de daha önceden üstünde yaşadıkları adanın altında bir şehir kurarak hapsetmek zorunda kalmışlardı. Deniz Mezarlığı adındaki bu şehir, yüzyıllar boyunca Eloerk ırkının bir hapishanesine dönüşmüştü. Günümüz dünyasında ise o adanın altında, tutsaklıktan kurtulmayı amaçlayan dört genç, özgürlüklerine kavuştuklarını zannederken büyük yıkımlara tanıklık etmeye başladılar. Özgürlük mücadelesi, hayatta kalma mücadelesine dönüşmeye başladığı anlarda, geçmişlerinden gelen lanetli bir kral, artık tüm dünyayı bir hayatta kalma serüvenine dönüştürüyordu. Kral Nelsakor'un laneti, hayatta seçtiği tüm kararların yanlış neticesiyle ortaya çıkmıştı. Bu dört genç ise; Deniz, Valkris, Bulton, Lukon; komutanları Dunrul ile bu serüvenin zayıf ve şanssız bireyleriydiler. Kılıçların ve bilinmeyen kılıç gibi özel kılıçların varlığı ise bu dünyanın var olmasında en büyük paya sahiptiler.

Gençliğin, gizemin, maceranın ve fantastik edebiyatın olduğu bu dünya, herkesi yeni bir hikayeye sürüklüyor.