登入選單
返回Google圖書搜尋
Üç Ekoloji - Sayı: 10
註釋

Üç Ekoloji Doğa Düşünce Siyaset 10. Sayı'nın dosya konusu Gezi Direnişi.

Üç Ekoloji’nin Gezi özel sayısını hazırlamaya Temmuz ayının ortalarında, Gezi direnişinin yaklaşık ikinci ayında başladık. Direnişin sıcak günlerinde izlenimler, duvar yazıları, videolar ve fotoğraflarla oluşan Gezi literatürü, yorum ve analizlerle zenginleşmeye başlamıştı. Gezi direnişi devasa bir halk hareketiydi ve elbette herkes içinde bulunduğu, gördüğü ve anlamlandırdığı taraftan anlatıyor, yorumluyordu. Ortaklaşılan noktalar kadar ayrı düşülen yanlar da vardı. Gezi Parkı’nda, Taksim Meydanı’nda, İstanbul’un diğer mahallelerinde ve Türkiye’nin farklı kentlerinde olup bitenlerin tek bir resme sığması, tek bir bakış açısıyla anlaşılması zordu. Hâlâ da öyle. Ancak yorum ve analizler çoğaldıkça belli kesişmeler belirginleşmeye başladı.

Bunlardan biri de hareketin doğuşunda başta kentsel dönüşüm ve mutenalaştırma olmak üzere hükümetin çevre ve ekolojiye yönelik yıkıcı politikalarının yeriydi. Ancak üzerinde uzlaşıldığı görülen bu kesişme noktası nadiren hareketin baskın rengi olarak görülüyordu. Bunun da çevre ve ekoloji meselelerine politik gündemde verilen öncelik ve önemle bire bir örtüştüğünü söylemek yanlış olmaz. Yalnız bu kez ilginç bir nokta vardı: Gezi direnişinin bizatihi kendisi bir parkın ortadan kaldırılması, ağaçların kesilmesi ve yerine bir AVM inşa edilmesine yönelik bir protesto hareketi olarak ortaya çıkmıştı. Yeşil bir duyarlığın hareketin yüzlerce motifinden sadece biri olduğunu söylemek de, bazı yorumcular tarafından neredeyse hiç görülmemesi de biraz sorunlu görünüyordu.

Doğaya, düşünceye ve siyasete ekoloji bakış açısıyla yaklaşan Üç Ekoloji, Gezi direnişini işte tam bu noktadan anlamaya çalışıyor. Gezi direnişini nasıl ağaçların kesilmesine karşı bir protesto hareketi olarak özetlemek eksikse, ekolojiyi de sadece doğa boyutuyla anlamak eksiktir. Bu yazımızda yer alan yazıların ve söyleşilerin oluşturduğu bütünlüğün ekolojik bir bakış açısını temsil ettiğini düşünüyoruz. Gezi direnişini öncelikle ekoloji hareketleri tarihinde bir süreklilik içinde ele alıyor, kent hareketleri içindeki yerinden müştereklerimizi geri alma mücadelesine, ekonomik büyüme saplantısıyla ilişkisinden sivil itaatsizlik boyutuna, merkezin yerele vesayetinden doğanın haklarına, park forumlarındaki doğrudan demokrasi deneyiminden bostanlar yoluyla yaratılan ekolojik dönüşüme, Gezi’deki ağacın köklerinden Gezi’nin ruhuna ve bedenine kadar özel sayıyı oluşturan 21 yazı ve 9 söyleşide oluşan bütünlüğün, Gezi’nin düşünsel, politik, eylemsel ve tarihsel bir ekolojik okumasını oluşturması için çalışıyoruz.

Yazılar arasında konuyu küresel hareketler bağlamında ele alarak, hem tarihsel (1968 Meksika) hem de güncel olarak (2013 Bulgaristan) dünyadaki örneklerle karşılaştıran çalışmalar da var. Söyleşileri de ağırlıklı olarak direnişin aktörleriyle, hareketin erken safhalarına ve parktaki komün günlerinde yaşananlara özel bir vurgu yaparak ve elbette ekoloji hareketleri bağlamında değerlendirmeye özen göstererek geçekleştirdik. Özellikle artık Gezi kuşağı olarak adlandırılan 20’li yaşlardaki yeşil direnişçilerle, Abbasağa Parkı’ndaki küçük forumun yaratıcılarıyla ve Gezi direnişinin ilk dakikalarını anlatan Bülent Müftüoğlu ve ilk gözaltına alınan kişi olan Cenk Levi ile yaptığımız söyleşilerin Gezi kroniğindeki eksikleri de kapatacağını düşünüyoruz. Söyleşilerde Taksim Platformu, Taksim Dayanışması, Taksim Gezi Parkı Derneği ve Müştereklerimiz gibi ön plandaki örgütlenmelerin bakış açılarına bir arada yer vermeyi de önemsedik.

İki söyleşimize de birer ufak vurgu yapalım: Rahmi Öğdül’le hareketin simgeleri üzerinden Gezi direnişinin özgürlükçü ve anti-otoriter bir mücadele olarak anlamını tartıştık. Gezi’nin ruhunun bizi nasıl sarıp sarmaladığını bu söyleşiyle belki daha iyi anlayabiliriz.

Antonio Negri ile birikte yazdığı İmparatorluk ve Çokluk kitaplarından tanıdığımız Michael Hardt’la yaptığımız söyleşi ise bir yıla yakın bir süre içinde yapıldı. Hardt ile Gezi’den önce, ağırlıklı olarak 2011 hareketlerini konuşmuştuk, buna özel sayımızın hazırlık sürecinde yazılı olarak gönderdiğimiz Gezi ile ilgili soruları ekleyince hareketin önemli bir teorisyenin gözünden küresel bağlam içindeki anlamını okuma fırsatına sahip olduk.

Yeşil Düşünce Klasikleri’nde ise şiddetsiz direnişin en güzel örneklerinden birini yaratan Gezi direnişinin şerefine Martin Luther King Jr.’ın kısa bir metnine yer verdik.

Üç Ekoloji’nin bu ilk özel sayısını hazırlamadan önce 10. sayı için başka planlarımız vardı. Ama onları yazarlarımızın affına sığınarak 11. sayıya ertelemiş oluyoruz. Bu sayımızda Gezi yazıları dışında kalan tek çalışma, Fikret Adaman ve arkadaşlarının ekolojik ihtilaflara dair bir makalesi. Tam da Politik Ekoloji grubunun Çevre İhtilafları Atlası yayınlanırken, bu yazının bir arka plan olarak değerli olduğunu düşünüyoruz.

Üç Ekoloji’nin 10. yılı geride kalırken toplumsal hareketler tarihinde çok önemli bir dönüm noktası olan Gezi direnişi hakkında yayınladığımız bu ilk özel sayımızın, arşivlenecek bir sayı olacağını umuyoruz.