ÖNSÖZ
2019 yılında Çin’in Wuhan şehrinde keşfedilmiş olan Koronavirüs hastalığı, keşfinden bu yana dünya çapında yayılarak COVID-19 pandemisine sebep olmuştur. Bu süreçte, dünyanın dört bir yanındaki hastanelerdeki sağlık personeli çeşitli zorluklarla karşı karşıya kalmıştır. Bunun yanı sıra gün geçtikçe pandemi kapsamında enfekte olmuş ve/veya hayatını kaybetmiş kişilerin sayısı ne yazık ki artmaya devam etmektedir. Durumun son derece ciddi olduğu ülkelerde doktorların hangi hastaları kurtaracaklarını seçmeye zorlanacakları düşünüldüğünde, ilgili ülkeler için sağlık sisteminin çökmekte olduğu söylenebilir. Kitaptaki çalışmaların ilkinde bu konu irdelenmiş, mevcut pandemik durum sırasında tıbbi bakımı paylaştırmanın etik ikilemi ele alınmıştır.
Gerek tüm çalışanlar gerekse pandemi günlerinde inanılmaz bir özveriyle görev yapan sağlık çalışanları özelinde düşünüldüğünde, işyerindeki ortamın özellikle verimlilik anlamında son derece önemli olduğu söylenebilir. Bu bağlamda bireylerin çalıştıkları kuruma karşı oluşturdukları olumsuz tutumlar incelenmesi gereken alanlardandır. Kitaptaki çalışmaların ikincisinde sağlık çalışanlarında sinizm, işe yabancılaşma ve işten ayrılma eğilimi gibi olumsuz tutumların olup olmadığı analiz edilmiştir.
Pandemi sürecinde, toplum için önemleri daha da net anlaşılan ve “krizin gizli & sessiz kahramanları” olarak da isimlendirilen sağlık çalışanlarına yönelik şiddet de sosyal bilimlerde güncel çalışma konularından biridir. Meslek grupları içerisinde yüksek riskli bir grupta yer alan sağlık çalışanlarının yaşadığı şiddet yeni bir kavram olarak ortaya çıkmış olmamasına rağmen sayıca hızlı bir artış göstermesi ve şiddetin büyüklüğü dikkat çekmektedir. Kitaptaki çalışmaların üçüncüsünde, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet kavramı; şiddete maruz kalıp kalmama durumları, şiddetin türü, temel sebebi, nerede ve ne zaman maruz kalındığı, kim tarafından uygulandığı ve şiddete maruz kalındığında nereye başvurulduğu gibi boyutlarıyla ele alınmıştır.
Toplumun bir üyesi olarak kabul edilen bireyle toplum arasındaki sosyal ilişkilerde ortaklaşa iyinin gerçekleştirilmesi amacıyla düzenlemelere verilen isim olan “sosyal adalet” konusunda, insan hakları, sosyal devlet, demokrasi gibi çeşitli açılardan ilerlemeler sağlanmıştır. Kitaptaki çalışmaların dördüncüsünde, neden zaman zaman sosyal adaletsiz davranıldığı, kimlerin sosyal adaletsiz davrandıkları ve avantajlı, dezavantajlı grupların nasıl ayrıştırıldığı tartışılmıştır.
Kitap kapsamındaki diğer bölümlerde ise dezavantajlı gruplar açısından çeşitli değerlendirmelerde bulunulmuştur.
Farklı cinsel yönelimleri olan bireyleri tanımlamak için “LGBT” terimi kullanılmaktadır. LGBT bireylerin çoğunun sağlık hizmetlerinden etkin bir şekilde yararlanamadığı, yararlananların da çoğunun damgalanma, sosyal izolasyon, şiddet ve ayrımcılık nedeniyle tedavilerini erteledikleri hatta bazı durumlarda tedavi arayışına dahi girmedikleri söylenebilir. Kitaptaki çalışmaların beşincisinde bu konu ele alınmıştır.
COVID-19 pandemisi farklı yaş gruplarını farklı şekillerde etkilemekte olduğu bilinmektedir. COVID-19 ile ilişkili ölümlerin büyük bir kısmının yaşlı nüfus ve önceden çeşitli sağlık sorunları olanlarda yoğunlaştığı saptanmıştır. Kitaptaki çalışmaların altıncısında; çok sayıda olumsuz sonuç doğuran yaşlı ayrımcılığı konusu medya bağlamında ele alınmıştır.
Kitap kapsamındaki son çalışmada ise engelliler üzerine yoğunlaşılmış; zihin geriliği (Mental Retardasyon), otistik ve görme engelli çocuk ve yetişkinlere sanat terapisi kapsamında uygulanan kil şekillendirme / seramik dersleri çalışmalarına, derslerin kapsamlarına ve çeşitli etkilerine odaklanılmıştır.
Kitapta yer alan çalışmaların büyük çoğu, 22-24 Kasım 2020 tarihlerinde pandemi sürecinden dolayı online olarak gerçekleştirilen Uluslararası Dezavantajlı Gruplara Multidisipliner Yaklaşımlar Sempozyumu ile 12-14 Kasım 2020 tarihlerinde yine online olarak gerçekleştirilen Uluslararası Farklı Boyutlarıyla Sağlık Konferansı’nda gerçekleştirilen sunumların gözden geçirilerek düzenlenmiş halleridir. Bu değerli çalışmaların ortaya çıkmasında başta yazarlar olmak üzere, sürece katkı veren tüm akademisyen arkadaşlarıma ve Rating Academy ailesine teşekkürlerimi sunuyorum. Kitaptaki konulara ilgi duyup okuyan herkese keyif ve katkı vermesini diliyorum.
Editör
Doç. Dr. Selay Giray Yakut