登入選單
返回Google圖書搜尋
SOSYO-EKONOMİK BOYUTUYLA SAĞLIK
註釋

ÖNSÖZ

Sağlık, bireylerin hem fiziksel hem de ruhsal olarak iyi olma halidir. Bir toplumda ne kadar fazla sağlıklı bireyler var ise, o ülkede ekonomik kalkınma ve refah seviyesi bir o kadar yüksek olmaktadır. Çünkü sağlıklı bireylerin yaşam kalitesi artmakta ve daha fazla istihdam edilmektedir. Bu sebeple hükümetler sağlık harcamalarını ve sağlık hizmetlerini arttırmakta ve mümkün olduğunca bu harcamaları ve hizmetleri etkin olarak topluma sunmak istemektedir. Bu durumda istihdam ve sağlık harcamaları artışı ile ekonomik büyüme olumlu etkilenmektedir. Küreselleşen dünyada bireylerin hareket özgürlüğünün artmasıyla beraber, bireyler bir ülkeden başka bir ülkeye kolay bir şekilde seyahat edebilmektedir. Bu bir yandan hükümetlere turizm gelirleri sağlamakta iken, diğer yandan ülkeleri bulaşıcı hastalık riskine açık hale getirmekte ve ülkelerin sağlık krizleri yaşamasına neden olabilmektedir. Çin Halk Cumhuriyeti’nde 2019 yılında ortaya çıkan Covid-19 hastalığı bu duruma örnek verilebilir. Covid-19, ortaya çıkmasından yaklaşık üç ay sonra tüm dünyaya yayılarak, Dünya Sağlık Örgütü’nün hastalığı salgın olarak ilan etmesine yol açmıştır. Hükümetler salgının yayılmasını durdurmak ve bireylerin sağlığını korumak amacıyla öncelikli olarak kısıtlamalar uygulamıştır. Bu çerçevede bireylerin yaşam koşullarını sürdürülebilecek gelir elde etmesi, üretimin durmaması ve istihdamın sürdürülebilmesi amacıyla çeşitli büyüklükte mali önlemler paketleri açıklamışlardır. İlk etapta sağlık krizi olarak başlayan Covid-19 salgınının, gelecek dönemde ekonomi krizine dönüşmesi beklenmektedir. Bu çerçevede bu kitap sağlık harcamaları ve sağlık hizmetleri genelinde, Covid-19 salgını özelinde sağlık sektörünün ekonomi boyutunu incelemektedir. Kitabın ilk beş bölümünde sağlık harcamaları ve sağlık hizmetleri çeşitli ülke grupları veya seçilmiş ülke örnekleri çerçevesinde ele alınmaktadır. Son üç bölümü ise tüm dünyayı olumsuz etkileyen Covid-19 salgınını ekonomik açıdan incelmektedir. Kitabın ilk bölümü Ebru Çağlayan-Akay ve Zamira Oskonbaeva tarafından ele alınmıştır. Bu bölümde, seçilmiş 16 geçiş ülkesinin (Ermenistan, Beyaz Rusya, Bulgaristan, Gürcistan, Estonya, Macaristan, Kazakistan, Kırgız Cumhuriyeti, Letonya, Litvanya, Moldova, Rusya Federasyonu, Slovakça, Slovenya, Tacikistan, Özbekistan) 2000-2016 dönemi için ekonomik ve sosyodemografik faktörlerin kadınların ve erkeklerin sağlık durumları üzerindeki etkilerini ayrı ayrı incelemektedir. Çalışmadan elde edilen bulgular, ekonomik ve sosyo-demografik faktörlerin yaşam beklentisi üzerindeki etkilerinin kadınlara ve erkeklere göre farklılık gösterdiğini ortaya koymaktadır. 2 Kitabın ikinci bölümünde Canser Boz, bulaşıcı olmayan hastalıklardan kardiyovasküler hastalıkların prevalansının ekonomik çıktı üzerindeki etkisi OECD ülkelerinde 2000-2017 dönemi için dinamik panel regresyon metodu ile incelemiştir. Çalışma sonuçları, toplumda bulaşıcı olmayan hastalıklardan kardiyovasküler hastalıklarının görülme sıklığı azaldığı takdirde ekonomik çıktının olumlu etkilediğini göstermektedir. Kitabın üçüncü bölümü Onur Yağış ve Burcu Kılınç Savrul tarafından yazılmıştır. Bu bölümde sağlık harcamaları ve ekonomik büyüme arasındaki ilişki analiz edilmiştir. Çalışmada 1999-2018 döneminde Türkiye’de sağlık harcamalarının ekonomik büyümeye etkisi incelenmektedir. Çalışma sonuçları, ekonomik büyüme ve sağlık harcamaları arasında çift taraflı nedensellik ilişkisi bulunduğunu göstermektedir. Kitabın dördüncü bölümü Serpil Aytaç ve Gülşen Çetin Aydın tarafından ele alınmıştır. Bu bölümde sağlık çalışanlarının psikolojik sağlığının, tükenme ve işten ayrılma niyeti üzerindeki etkisi incelenmektedir. Çalışmada rassal örnekleme yöntemi ile seçilen 283 sağlık çalışanına anket yapılmıştır. Çalışma sonuçları, sağlık çalışanlarının psikolojik sağlıklarını olumsuz yönde etkileyen tükenmişliğin anksiyete ve depresyon tecrübe etme risklerini etkilediğini ve işten ayrılma eğilimlerini arttırdığını göstermektedir. Kitabın beşinci bölümü Zahide Ayyıldız Onaran ve Ahlam Hussein Ahmed tarafından oluşturulmuştur. Bu bölümde sağlık hakkının sağlanmasında ve korunmasında etkili olan sağlık sistemi üzerinde durulmaktadır. Çalışma herhangi bir sağlık sistemi olmayan Somali’yi ele almakta ve bu ülkede etkin bir sağlık sigorta sistemi oluşturulabilmesi için izlenmesi gereken politikalar üzerinde durmaktadır. Kitabın altıncı bölümü Gamze Yıldız Şeren Kurular tarafından ele alınmıştır. Bu bölümde küresel sorunlara küresel çözümler üretilmesi felsefesinden hareketle küresel kamusal mal olarak sağlık kavramı ışığında Covid-19 karşısında ülkelerin ve uluslararası kuruluşların ortak mali politikalar üretmesinin ve işbirliği içerisinde bulunması gerekliliğinin altı çizilerek gelinen noktada edinilen izlenimlerin aktarılması amaçlanmaktadır. Kitabın yedinci bölümünde İrfan Kalaycı, küresel salgına dönüşen yeni tip koronavirüs hastalığının iktisadi yönünü mesafeli bir yaklaşımla irdelemektedir. Salgının küresel, fakat önlemlerin yerel olduğu üzerinde durulmaktadır. Bulaşı riskine karşı temiz, maskeli ve sosyal mesafeli bir yaşamı zorunlu kılan, bu salgının başta ticaret, eğitim, ulaşım ve turizm olmak üzere tüm ekonomiyi kilitlemesi ya da kısıtlamasıdır. Yerli ve çok uluslu şirket iflaslarının, işsizliğin ve yoksulluğun daha fazla artmaması amacıyla ‘yeni normalleşme’ adıyla önlemlerin gevşetilmeye başlandığına vurgu yapılmaktadır. Çalışma hükümetlere sağlık krizi ile başlayan iktisadi krizi de beraberinde getiren bu tür durumlar için çeşitli etkin öneriler sunmaktadır. 3 Kitabın son bölümü olan sekizinci bölüm ise, Nur Dilbaz Alacahan, Yağmur Akarsu, Serdar Kurt tarafından yazılmıştır. Bu bölümde Covid-19 salgının BİST 100 üzerindeki etkisi incelenmiştir. Çalışmada günlük veriler kullanılarak, 27.03.2020 ile 13.10.2020 tarihine kadar Türkiye olmak üzere her bir veri seti için 201 gözlem bulunmaktadır. Çalışma sonuçları, BIST 100 endeksi ve günlük teşhis edilen vaka sayısı arasındaki ilişkinin negatif yönlü olduğunu göstermektedir. Buna göre her gün açıklanan vaka sayısında gerçekleşen bir birimlik bir artış, Borsa İstanbul 100 endeksi üzerinde -0.06 puan düşüşe sebep olmaktadır.