登入選單
返回Google圖書搜尋
MİSTER POIROT
註釋

Hangi roman kahramanı? Benim için her zaman Mösyö Poirot olmuştur bu kahraman. Yazarının ününün önüne geçen bir kahramandır Poirot. İdealist, ahlakçı, değerleri olan, namuslu ve dürüst bir adam. Kendine has, zayıf ve hasta bir bedeni var ama kuvvetli bir şahsiyeti var. Kıvrak zekalı, sonuna kadar giden, cesur bir adam.

Ben binlerce roman okumuş, bir çok roman kahramanından etkilenmiş bir kişiyim, bir yazarım, bir romancı, bir tefekkürcüyüm. Hayatımın her döneminde benim roman kahramanım Poirot olmuştur. Özellikle filmleri çekildikten sonra bu hayranlığım daha da artmıştır.

Kendime bir soru sordum. Bir Poirot polisiye romanı yazabilir misin? Bu bir çeşit meydan okuma, bir çeşit yazarın kendi hayal gücünü, yazarlık yeteneğini imtihana sokma çabasıdır. Evet, uzun zamandır düşünüyordum. Her zaman ki gibi, aylarca bu romanı kafamda gezdirdim. Ben bu model bir yazarım.

Romanı önce kafamda yazar, bitirir, sonra da yazıya dökerim. Aylarca kafamda yazdığım roman 3-5 günde yazıya dökülür.

Değerli yazar Agatha Christe’nin hatırası adına bir Mösyo POİROT romanı yazdım. Ama roman kahramanım kendisi değil, kuzeninin oğlu olan Alexsander Poirot.

O Poirot Dedektiflik Akademisini kurucusu, yöneticisi ve eğitmenlerinden biridir. Kendisini amcasının dünya görüşüne ilkelerine adamış bir ahlakçı adamdır. Amcası Hercule Poirot’unun hatırasını ve değerlerini, ilkelerini yaşatmak için çaba ögstermektedir.

Bu macera, bir davet mektubunun kendisine ulaşması ile başlar.

 

 

 

 

 

 

 

 

1

Değerlerin adamı Mösyö Poirot

Tanrı onun günahlarını affetsin ve cennetine kabul etsin. O bir adalet adamı, bir Tanrı dostu, iyilik ve doğruluğa adanmış büyük bir akıldı. Mösyö Poirot’dan bahsediyorum. Eksantrik bir yapısı olması insanlar arasında aykırı bulunmasına rağmen, kendisinden asla şüphe etmemiş bir adamdı, kıvrak ve keskin zekasının yanı sıra kuvvetli bir inancı vardı.

Dayanıklı ve cesur bir adamdı. Zayıf ve çelimsiz bedeni, şiddete yatkın olmayan anlayışına rağmen tehditlerden korkmazdı.

İnandığı değerleri savunmak adına mücadele ederdi. İnsan hayatını tanrının kutsal bir hediyesi olarak görürdü Mösyö Poirot, bir cinayeti aydınlatıp, katilini yakalamadan huzur duymazdı.

Ne kadar zor ya da ya da ne kadar tehlikeli olduğuna bakmaksızın katillerin peşine düşerdi. Ve sonuç almadan asla vazgeçmezdi.

Özellikle de, soruşturma sırasında yerine oturmayan bir parça varsa, o parça yerine oturana kadar o soruşturma asla sona ermezdi. Son derece nazik, asil ve ahlakçı bir adamdı Mösyo Poirot.

Tanrının kudretine ve varlığına kalpten inanır ve Tanrının ahlakını kendi dünyasında yaşatmak isterdi.

Tanrı adeta onu bir sınava almış gibi; birkaç kez kendi değerlerine karşı gelmiş. Adaleti o koşullara göre değiştirmişti ve bunu yaparken gözyaşları içinde kalmıştı.

Doğu Ekspresi cinayetinde, katillerin bir dizi intikamcı masum insan olması ve öldürülen bir çocuğun katilinin öldürülmesi vakasını çözmüştü ama karşısına çıkan katillerin, o dönemin bir demir perde ülkesi olan Yugoslavya’da hapislerde çürümesini istemediği için ağlayarak cinayetin faillerini söylememişti Yugoslav polisine.

 

Aksine yalan söylemiş ve katilin dışarıdan, ormandan gelip, pencereden giren biri olduğunu söylemişti.

Kendi ahlak değerlerine karşı olan ise, bir şeytani adamı öldürmesiydi. Çevresindeki insanların zayıflıklarından faydalanarak onları cinayete azmettiren bir iblis gibi insanların duygularını istismar eden bir adamı yatağında öldürmüş ve intihar süsü vermişti ama yine de bir ipucu bırakmıştı.

İntihar eden bir adama, mermi o yoldan giremezdi. Ama bunu kimse umursamamıştı. Zatürreden hasta yatarken, itiraflarını yazmış ve dostu Hasting’e göndermişti.