Üç ayda bir yayınlanan Siyer Dergisi, “Ümmet, Hayil mi, İdeal mi?” mottosuyla yeni sayısına merhaba dedi. Dünya ve ülke gündemimizin oldukça yoğun ve kritik süreçlerden geçtiği bu sıkıntılı dönemde matbu olarak yayın hayatına siyer sahasında önemli dosyalarla devam edebilmek başlı başına önemli bir başarı olsa gerek.
İslâm toplumunun son yüz yılını, dahası son 20 yılının belki en önemli ve kritik söylemlerinden birisi olmuştur Ümmet… Kimi çevrelerce insanlığın umudu ve kurtuluşu, kimi çevrelerce de -bazıları İslâmî hassasiyetleriyle bilenen çevreler dahil- nostaljik bir ütopya olarak görülen bir mesele aslında “Ümmet” kavramı. Dergi, bu sayısında meselenin bu çeşitli ve çetrefilli yönlerini ele alıp analiz etmeye çalışıyor. Üstelik son dönemde dünyanın pek çok yerinde yaşanan “Vesayet Savaşları”nın ortaya çıkardığı yükselen milliyetçilik söylemleri arasında Ümmet’i konuşmak da oldukça ilginç olsa gerek!
Peki bu sayıda bizleri ne bekliyor?...
Derginin önceki sayılarında olduğu gibi bu sayısında da kıymetli röportajlara yer verildiği görülmekte. Ülkemizde de bir dönem eserleriyle oldukça popüler bir isim olan Said Havva’nın fikir ve hareket varisi olarak görülen oğlu Şeyh Ahmed Havva ile yapılan söyleşi oldukça manidar. Şeyh Ahmet Havva’nın spot olarak öne çıkan şu ifadesi zaten fazla söze de hacet bırakmamakta: “… Osmanlı hilafetinin düşmesiyle, ümmetin kalbi gitti...” Gaziantep ez-Zehra Üniversitesi kurucu rektörü ve aynı zamanda bölgenin önemli kanaat önderlerinden olan Şeyh Mustafa Müslim ile yapılan diğer bir röportaj da bu sayıyı zenginleştiren önemli metinler arasında göze çarpmakta. Şeyh Müslim, Kürtlerin İslam çatısı altındaki yerini ve yükselen ırkçılık rüzgarlarına karşı İslam kardeşliği ve ümmet bilincinden başka bir çıkışlarının olmadığını hassasiyetle vurgulamış söyleşide. Ayrıca Hindistan bölgesinin önemli davetçilerinden Bahauddeen Muhammed Nadwi’nin ümmet kavramı değerlendirmeleri de oldukça ibretle okunması gerekenler arasında sayabiliriz.
Derginin ilerleyen sayfalarında ise Abdullah Oğuz ve Abdullah Arslan’ın son yıllarda ümmet coğrafyasının uzak bir köşesi olarak kalmış, neredeyse ümmetin yetimleri gibi görülen Doğu Türkistan yazıları, Mikail Çolak’ın “Gana Hatıraları”, gönül coğrafyamızın çeşitli bölgelerinden gelen soruşturma dosyası yazıları da ayrıca değerlendirilmesi gereken metinler.
Süleyman Uludağ, Yusuf Ziya Keskin, Halil İbrahim Bulut, Ahmet Mercan, Muhammed Emin Yıldırım, Metin Karabaşoğlu, Muhammed Ebu Keşşe, Nejdet Subaşı, Abdulhamit Güler… bu sayıya yazılarıyla katkı sağlayan isimlerden bazıları olarak öne çıkmakta.
Hepimizin evlerimizde bir nevi genel itikafa girdiğimiz ve Ramazan’ı beklediğimiz şu günler için okunup üzerinde dikkatlice tefekkür edilesi bir sayı…
Okunup, ibret alınması duasıyla…