Cömert bir ruhla yaşayışın ve envai çeşit yaratıcılığın zenginliği
“Doğru dürüst bir tarih yoktur,” demişti Amerikalı yazar Ralph Waldo Emerson, “sadece biyografi vardır.” Bu, yerinde bir söz ama, belki de daha doğrusu şu: “En iyisi, ilginç bir yaşamın albümüdür.”
Elinizdeki “Yaşadım, Ankara’m Şahidimdir” başlıklı eser, birkaç türün birleşimi, hem biyografi, hem otobiyografi, hem bir toplumun yetmiş yıllık öyküsü, hem bir sanatçının kırk yılı aşkın serüveni...
Bu sürükleyici albüm, tatlı anılarıyla, duyarlı bir ressamın uğraşılarıyla, sevecen bir annenin evlat ve torun sevgisiyle, gazete ve dergilerden kupürlerle, güzel resimler ve sevimli fotoğraflarla, dokunaklı mektuplarla, yurt içinden ve yurt dışından hatıralar ve izlenimlerle güzel ve acıklı yaşantıların anlatılarıyla dopdolu...
“Feyha” sözü Arapçadan dilimize girmiştir: geniş, engin, vâsi, bol, refah demek. Feyha Özsoy’un yaşam öyküsü, bu anlatıların hepsini karşılıyor. Bu albümde, cömert bir ruhla yaşayışın, envai çeşit yaratıcılığın zenginliği var. “Yaşadım” diyebilmek, böyle güçlü ve gönlü ferah yaşayan bir insanın hakkıdır.
Feyha Özsoy, bir Cumhuriyet kızı, Atatürk çocuğu olarak vatanını özümsemiş, aydın ve mutlu bir aileyle on yıllarca var olmuş, canı gibi sevdiği Ankara’sını gönlünde yaşatmış, ülkesinin nimetlerini de, başka memleketlerin cazibelerini de ruhuna sindirmiş, gördükleriyle sevdiklerini büyülü tablolarla sanatseverlere armağan etmiş.
Kitabın başlığı olan “Ankara’m Şahidimdir” tastamam doğru. Feyha Özsoy’un yaşamı ile Ankara’nın öz değerleri iç içe, eş anlamlı elbette. Ama Feyha Hanım’ın yaşantı ve yaratılarının başka nice tanıkları da var: Aşkla yoğurduğu ailesinin tüm sevecen üyeleri, dostluğuyla ihya olan arkadaşları, ressamlığını anlatan Lütfü Günay, Kaya Özsezgin, Münip Özben, Nevide Gökaydın, Ahmet Özer, Hasan Pekmezci, Celal Binzet, Bünyamin Balamir gibi ustalar, “Yaşadım, Ankara’m Şahidimdir” başlıklı bu eserin tanıkları...
Yaşanmaya değer, alkışlanmaya layık bir hayatın öyküsü ve albümü bu...
Ankara’nın bu örnek insanı, sanatı için halis bir tevazu ile diyor ki: “Bir 43 yıl daha resim çalışabilsem, acaba o zaman, tablolarım için, ‘İşte şimdi oldu!’ diyebilir miyim?” Ömrünü bir başyapıt gibi yaşayan Feyha Özsoy’un başarılarına hepimiz tanığız
Yaşasın Feyha Özsoy.
Prof. Talât Halman
Dekan
İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi
Bilkent Üniversitesi
2012