登入選單
返回Google圖書搜尋
Şiir ve Ruh (Karabatak #17)
註釋

Her Şair/Yazar Bir Madencidir

Empati yapmakta zorlanmıyoruz; her şair/yazar bir madencidir. Yerin yüzlerce metre altında kısa saplı kazmalarıyla kömür devşiren madenciler, ruh akrabalarıdır onun. Göçük, su baskını, yangın ve grizu patlaması da. Sanat nadirdir. Bir bütün halinde ulaşmak zordur ona. Bir parçası elinize geçer çoğu kez. Arkeologların bulduğu mermer bir el parçası gibi şair/yazar eserini ateşleyecek fünyeyi ele geçirerek işe başlar çoğu kez.

Felaketler üzerinde kavga etmekten daha büyük bir felaket biliyor musunuz? Musibetler merhameti doğurmalıydı oysa. Bir millet beraberce üzülemiyorsa geleceği tehlikede demektir. Nurettin Topçu’nun “Merhametin olmadığı yerde insan yoktur,” sözüne “İnsanın olmadığı yerde edebiyat yoktur,” cümlesini ilave edebiliriz. Oscar Wilde da “Rus edebiyatçılarını büyük yapan eserlerindeki merhamettir,” demiyor muydu.

Bu sayının dosya konusu “Şiir ve Ruh.” İki bilinmeyenli bir denklemi irdeleyen muhtevalı bir dosya bu. Birbirinden özgün ve çarpıcı yazılarla Karabatak, okurunu bir düşünce şölenine davet ediyor. Mehmet Sabri Genç “Ruh-Nefs-Beden Denge(sizliği) ve Şuur(suzluk)”; Mehmet Ulukütük “Şiirin Bir Ruhu Var mı? Şiirsel Dilin Hermeneutik Ufku Üzerine”; Melek Paşalı “Şairin Menzili, Ruhun Evi”; Adnan Özer “Şiir ve Ruh İlişkisi Üzerine Bazı Düşünceler”; Ayşe Sevim “Şiir ve Ruh”; Çayan Özvaran “Bir Göl Nasıl Uyandırılır”; Şafak Çelik “Modern Bir Taş İşçisi”; Fatih Taşcı “Bir Ön Değini: Sandıklar ve Ruhlar”; Mehmet Oğuz Yenidünya “Şair, Şiir, Ruh ve Ölüm”; Sümeyra Yaman “Bunları Biliyor muydunuz?” ve Meryem Kılıç “Çarklar Dönsün” adlı yazılarıyla dosyada yer alıyorlar.

Karabatak röportaj sayfalarını Türkiye’nin düşünce sularının efsanevi kaptanı, hocaların hocası Prof. Dr. Teoman Duralı’ya ayırdı. Duralı’nın, talebesi, Gaziantep Üniversitesi Felsefe Bölümü Öğretim Görevlisi Mehmet Sabri Genç’in yönelttiği sorulara verdiği cevapların tarihi değer taşıdığını düşünüyoruz. Emre Kasap’ın fotoğraflarıyla eşlik ettiği söyleşinin başlığı “Birliği bütünlüğü sağlayan edebiyattır, şiirdir.”

Dergimiz bu sayıdan itibaren yeni bir bölüm daha ekliyor içeriğine: Portre. İlk yazıyı kaleme alan Hüseyin Yorulmaz, Bilge Lider, Aliya İzzetbegoviç’in hayatına yepyeni bilgi ve belgelerle ışık tutuyor.

Bu sayının şairleri Yusuf Koşal, Çayan Özvaran, Meryem Kılıç, Nurettin Durman, Fuat Eren, Sümeyra Yaman, Emirhan Kömürcü, Enes Talha Tüfekçi, Kamil Remzi Cin, F. Nuriye Torun, Faysal Soysal, H. Samet Koparan, Mehmet Can Acer, Şeymanur Cuvoğlu, Nazlı Ergin Duran, Nuriye Erdoğan, Sare Öztürk, Şeyhmus Duymuş ve Mahir Özdilek. Öykücüleri Fatma Akdağ, Ayşe Sevim, Arzu Kadumi, H. Hale Özcan, İlknur Demirci, Mehmet Babalıoğlu, Sabri Gümüş ve C. Zeynep Kaplantaş. Çeviri şiirlerdeki isimlerse Naime Erkovan, Sare Öztürk, Belkıs B. Şimşek, Ahmet Cora ve Prof. Dr. Mehmet Kanar.

Karabatak’ın deneme sayfalarında aziz okurlarımızı hoşnut edecek bir isim var: Türkiye Yazarlar Birliği’nin mimarı ve ülkemizin önemli fikir adamlarından D. Mehmet Doğan. Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun “Ankara” romanının 80. Yılı münasebetiyle o döneme ve dönemin Ankara’sına ayna tutan Doğan, dünü hatırlatarak bugünü anlamlandırıyor. Mehmet Sabri Genç ve Hasibe Çerko deneme bölümümüzün diğer yazarları. Poetika sayfalarındaysa Hasan Akay anlam yolculuğunda yeni bir sayfa açarken Ali Ömer Akbulut şiire faklı bir açıdan yaklaşıyor.

Ve elbette F. Hande Topbaş, H. Hümeyra Şahin, Hüseyin Akın, Hüseyin Sorgun, Hakan Bilge, Ertan Sertöz ve Sedat Gever bu sayıda da bizlerle.

Karabatak on yedinci kez havalanıyor.