Türkiye'de ifade özgürlüğü sorunu her geçen gün daha da derinden hissediliyor. Türkiye'de Düşüncenin Tutsaklığı kitabının "İfade Özgürlüğünün Grisi" alt başlığıyla yayımlanan ilk cildinden sonra, "İfade Özgürlüğünün Yeşili" adlı ikinci ciltte, anayasa hukukçusu Tolga Şirin, İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesinin Türkiye bağlamında verdiği ifade özgürlüğü kararlarını merceğe alıyor.
Bu kapsamlı çalışmada Tolga Şirin, Türkiye'nin yakın siyasal tarihine de ayna tutuyor. Yazar, Türkiye'de "Kürt sorunu" bağlamında belli kavramlar setine dayanan bir "düşünce suçu" kategorisinin varlığını tartışmaya açarken, kurumlara yönelik ifadelerle bireylere yönelik ifadelerin bir tutulamayacağını ileri süren bir tez de ortaya koyuyor.
Düşüncenin tutsaklığına dair güncel ve somut meseleleri, tutuklu gazeteciler, Barış İçin Akademisyenler ve sanal dünyadaki baskılar gibi çok sayıda güncel sorun başlığını masaya yatırarak anlatan Şirin; ilk ciltte olduğu gibi ikinci ciltte de sorunun hukuki değil politik olduğu çıkarımıyla gerçekçi bir perspektif sunuyor. Bunu yaparken soğuk hukuk dilinden sıyrılıyor ve herkese hitap eden kıvrak bir üslup kullanıyor.
Tekin Yayınevi olarak herkesin kitaplığında bulunması gereken ve alanın klasiklerinden diyebileceğimiz eserin ikinci cildini de literatüre kazandırmaktan mutluluk duyuyoruz.
Türkiye'de ifade özgürlüğü sorunu her geçen gün daha da derinden hissediliyor. Türkiye'de Düşüncenin Tutsaklığı kitabının "İfade Özgürlüğünün Grisi" alt başlığıyla yayımlanan ilk cildinden sonra, "İfade Özgürlüğünün Yeşili" adlı ikinci ciltte, anayasa hukukçusu Tolga Şirin, İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesinin Türkiye bağlamında verdiği ifade özgürlüğü kararlarını merceğe alıyor.
Bu kapsamlı çalışmada Tolga Şirin, Türkiye'nin yakın siyasal tarihine de ayna tutuyor. Yazar, Türkiye'de "Kürt sorunu" bağlamında belli kavramlar setine dayanan bir "düşünce suçu" kategorisinin varlığını tartışmaya açarken, kurumlara yönelik ifadelerle bireylere yönelik ifadelerin bir tutulamayacağını ileri süren bir tez de ortaya koyuyor.
Düşüncenin tutsaklığına dair güncel ve somut meseleleri, tutuklu gazeteciler, Barış İçin Akademisyenler ve sanal dünyadaki baskılar gibi çok sayıda güncel sorun başlığını masaya yatırarak anlatan Şirin; ilk ciltte olduğu gibi ikinci ciltte de sorunun hukuki değil politik olduğu çıkarımıyla gerçekçi bir perspektif sunuyor. Bunu yaparken soğuk hukuk dilinden sıyrılıyor ve herkese hitap eden kıvrak bir üslup kullanıyor.
Tekin Yayınevi olarak herkesin kitaplığında bulunması gereken ve alanın klasiklerinden diyebileceğimiz eserin ikinci cildini de literatüre kazandırmaktan mutluluk duyuyoruz.