“Mamak’ta işkenceye son!.. Mamak’ta işkenceye son!...” O ana kadar hiçbir gürültü, hiçbir ses Mamak’ı bu kadar sarsmamıştı. O öfkeli, o hınçla dolu insanlar öylesine bağırıyorlardı ki, yer gök inliyordu. Bu sesler, o veremli ciğerlerden, o soluk yüzlerden çıkıyordu ve 12 Eylül’den sonra ilk kez, kendileri için bağırıyorlardı.