登入選單
返回Google圖書搜尋
Yunus Emre (Karabatak #54)
註釋

MUKADDES UÇURUM

Bir uçurum var ki, düşmeden çok yükselme, tehlikeden çok eminlik hissi veriyor bu toprağın insanına. Bu yüzden “Mukaddes Uçurum” diyor Mehmet Kaplan, Yunus Emre türbesinin inşa edildiği mevkiye. 1949 yılı nisanında Hareket dergisinde neşrettiği yazının başlığı bu. “Yunus bir uçurumda yatar. Onun yattığı yere yüksek tepelerden inilir. Gece yarısı, yaylı araba, korkulu yollardan sarsıla sarsıla düşerken, uzaktan, ta derinlerde bir ışık gösterdiler: ‘İstasyon,’ dediler, ‘Yunus’un türbesi onun yanındadır.’ Çocuk gözlerimle oraya baktım ve ürperdim. Kulaklarımda bir efsanenin uğultusu vardı Dağlar, taşlar, ağaçlar ve kuşlar, mânasını bilmediğim bir ilahi söylüyorlardı…” Kaplan bu ilahiyi unutmaz, bütün tınılar kulaktan öteye geçemezken Yunus’un ilahileri nereye gitse kalbini takip etmektedir. “Bu uçurum şarkısı beni her zaman ürpertti. Ben onu Yûnus’un kendi ağzından dinledim. Ben ‘biçare, başdan ayağa yâre ve dost elinden avare’ Yûnus’u, gördüm. Ben bu uçurum türküsünü, toprak yüzlerinde, ruh yarığı gibi elâ gözleri Yûnusunkinin tıpkısı olan insanlardan duydum,” der Kaplan.

Yetmiş yıl sonra Karabatak, Yunus denizine dalarken Mehmet Kaplan’ı hatırlamalıydık. Aynı kelimelerin mirasçısıydık çünkü. Şüphesiz her devir kendi rüzgârlarını devşirecekti Yunus’tan. Kıyamet gününe kadar kalpleri diri tutacak o rüzgâr Karabatak’ın kapağına da erişti ve Yunus’un o hafifçe sarılmış sarığını dalgalandırdı. Nebevi bir işaretti sarık bir yıldız gibi peşinden aydınlığını sürükleyen.

Dosyamızın başlığı “Yunus Emre” olunca yazılarımız da bu nurun gölgesinde yazıldı. D. Mehmet Doğan “Anadolu’nun Edebî Fethi ve Yûnus Emre”; Ahmet Nedim Serinsu “Hz. Yunus Emre Bizim Neyimiz Olur”; Ertuğrul Aydın “Yunus Emre, İnsan ve Edebiyat”; Şafak Çelik “Doğada Bir Garip Derviş”; Ali Sürmelioğlu “Yûnus’un Gönül Çocukları -Âşık Yûnus, Ümmi Sinan, Niyazî-i Mısrî Özelinde Bir Yûnus Okulu Okuması”; Naime Erkovan “Annemarie’nin Yunus’u”; Selman Nuriler “Ölüm Neye Benzer Yunus”; Sümeyra Yaman “Yunus Emre Şiiri Günümüz Şairine Ne Söyler”; Mustafa Köneçoğlu “Yunus Emre Neyi Nasıl Okudu”; İsmail Aydın “Bizim Yunus”; Zeynep Aslan “Yûnus Emre’de Derdin Kutlanması”; Ünal Çelik “Yunus Emre’nin Şiirlerinde Ölüm Teması”; İsmail Güleç “Sâdık Vicdânî’ye Göre Yunus Emre’nin Emre’si Nereden Geliyor” ve Serhat Demirel “Yavlak Uzamış Bir Ağaç… Yunus’ta ‘Yaşamak’ Arzusu” başlıklı yazılarını kaleme aldılar.

Elli dördüncü sayının röportaj konuğu Yunus’un rüzgârını getirdi bizi. Ömrünü onun dizeleri ve hayatı uğrunda harcamış kıymetli ilim insanı Mustafa Tatcı’yı ağırladık. “Yûnus’lar Yok’tan Çıkar” diyen Tatcı, büyük şairi ama aynı zamanda büyük dervişi anlama yolunda çalışmalarının ve dünyasının kapılarını Karabatak okurları için açtı. Röportajı genç romancı Ali Sürmelioğlu yaptı. Projektör bölümümüzün bu seferki konuğu ise romancı Şule Köklü.

Şairlerimiz Hüseyin Akın, Şafak Çelik, Sümeyra Yaman, Mustafa Köneçoğlu, Cafer Keklikçi, Raşit Ulaş, Hasan Akay, Ercan Yılmaz, Mustafa Duruş, Ali Seyyah, Muhammed Enis Özel, Ahmet Akarsu, Nurettin Durman, Sevgi Yerlioğlu, Osman Bulut, Hasan Hüseyin Çağıran, Filiz Geç, Özkan Arslan, Nuriye Torun, Fatma Büşra Türkcan, Nurten Yalçın, Betül Aksakal, Yasemin Zengin, Şeyma Ünal, Zeynep Büşra Aktaş ve Yunus Emre Altuntaş. Öykücülerimiz ise Güzide Ertürk, Mustafa Uçurum, Mustafa Sarı, Mehtap Karayiğit, Özay Erdem, Özge Özen ve Bahar Akkurt.

Hüseyin Su, Hasan Akay ve Gülnur Aşçı deneme; Hasan Akay poetika sayfalarımızı zenginleştirdiler. Kitap bölümümüzde Oya Çağlar, Ursula Le Guin ve J. K. Rowling ekseninde iki yazarın büyücülerini ele aldı. Hande Topbaş gezi; Derya Özer tiyatro sayfalarında yer alırken Sabahattin Kayış, Ertan Ayhan Sertöz, Ayşe Ural, Sedat Gever ve M. S. Topbaş görsel sanatlarıyla dergimize her zamanki gibi renk kattılar.

Karabatak, elli dördüncü kez havalandı.