Selen Öngürü’nün ilk romanı olan Kırık Çember, düşüncesizce işlenen bir cinayet üzerine gerçekleşen tecelliyi konu edinirken, fazlaca önemsenen mahalle kültürünün ve ‘namus’ kavramının açmazını gözler önüne seriyor ve hayatın kendisine daha yakından bakmamız için davetiye çıkartıyor.
“Ne yaşadıklarından ne de yaşayacaklarından kaçabilirsin. Sana bahşedilen en güzel şey, unutkanlık. Yaşarken ölümü unutursun; nefsin körelene kadar kirlendiğini unutursun. Faniliği de bilirsin ama ölümü tatmadığından hayattayken de korkmazsın. Peki, yaşarken öleceğini düşünmedin mi hiç?”