Kutsal Kase nedir?
Bir kısım tarihçi ve araştırmacı Kutsal Kase’nin sadece bir efsaneden ibaret olduğunu savunurken, bir kısmı da gerçek olduğunu iddia etmektedir. XII. yüzyıldan bugüne dek bu sorunun yanıtı aranmışsa da, bugüne kadar Kase’nin gizemi çözülebilmiş değildir.
Peki, Anadolu’nun bu gizem ya da efsanedeki yeri nedir? Kutsal Kase gizemini çözecek anahtar ya da Kase’nin kendisi Anadolu’da olabilir mi? Yüzyıllar boyunca birçok Batılı gizemci, araştırmacı, simyacı, gezgin ya da gizli örgüt kurucuları neden İstanbul’a ve Anadolu’ya gelme ihtiyacı duymuşlardır?
Kutsal Kase, özellikle Ortaçağ’da bütün Hristiyan kralların sahip olmak istediği gizli bir güçtü. Çünkü bu güç sayesinde bir kral, bütün Hristiyanları çevresinde toplayabilir ve Hristiyan birliğini kurarak liderleri olabilirdi. Ayrıca Kutsal Kase’nin iyileştirici gücü sayesinde ölümsüzlüğe kavuşabilir ve bu güç bile onu dünyanın en güçlü insanı ve kralı yapabilirdi.
Ortaçağ Avrupa’sındaki Naverra Krallığı, bugünkü Fransa ve İspanya’nın toprakları arasında kurulmuştu ve o dönem, lakabı Yakışıklı Philippe olan Kral IV. Philippe tarafından yönetiliyordu.
IV. Philippe’nin en büyük amacı Hristiyan birliğini kurarak yeni bir Haçlı Ordusu oluşturmak, Müslümanların elindeki Kudüs’ü geri alarak, Hristiyan alemine hükmetmekti. Bunun için de ihtiyacı olan tek şey, bütün Hristiyan Kralların peşinde olduğu Kutsal Kase idi.
Bir Madalyon, İki Öykü serisinin ilk kitabı olan Kutsal Kase’de; Kral IV Philippe tarafından, Kutsal Kase’yi Tapınakçı şövalyelerden çalıp, kendisine getirmesi için görevlendirilen Şövalye Louis’in mücadelesini ve Anadolu’da Ermeni bir köylü kızıyla yaşadığı aşkın öyküsünü okuyacaksınız.
Yayınevi: Cinius Yayınları