GEMİ YOLCULUĞU
Dostlarımız bindikleri yolcu gemisi ile dünyanın öteki ucuna seyahat etmeye başlamışlardı. Yaklaşık bir aydır denizde olmalarına rağmen henüz değil gizemli adayı bir kara parçasını bile görememişlerdi.
Ref: “Ömrümüz denizlerde geçecek galiba,” dedi.
Umay: “Kaptan çok az kaldığını söyledi. Birkaç günden önce adaya varacakmışız,” dedi.
Ref: “Evet, ama bunu geçen hafta söylemişti,” dedi, ardından da; “Ben hayatımda hiç bu kadar uzun süre deniz görmemiştim,” diye devam etti.
“Aygır ve Aras neredeler?” diye sordu Umay.
“Aygır, odasında kusup duruyor.”
“Hala denize alışamadı mı?”
“Adam kara canlısı, denizde yapamıyor demek ki.”
“Peki, Aras nerede?” diye sordu Umay.
Ref, “Güç bilekliğinin tadını çıkarıyor,” diye yanıtladı.
“Yine mi yunus gücünü kullanıyor?”
“Aras şanslı, benim de yunus yeteneğim olsa denizden çıkmazdım.”
O anda denizin içerisinden bir cisim suyun yüzeyine zıpladı. Geminin neredeyse iki katı yüksekliğine zıplayan nesne havada taklalar atarak güverteye Umay ve Ref’in yanına kondu.
Ref: “Ha işte geldi. Sabah banyonuzu yaptınız mı Prens hazretleri,” dedi.
Aras bir taraftan kulağındaki suyu çıkartmaya çalışırken, diğer taraftan kolundaki güç bilekliğini arkadaşlarına gösterdi.