"Çok uzaklarda bir yerlerde ise bir kadın yüzünde büyük bir mutlulukla yatıyordu. İpek dantellerin arasında uzanmıştı, yanında bir kundağa sımsıkı sarılmış bir bebek vardı. Bebek pespembeydi, büyük bir mutluluk içinde uyuyordu. Anne titrek parmaklarıyla bebeğinin saçlarını okşuyordu. Sonra kapı açıldı ve içeriye kocası girdi. Onu görünce anne yatağın içinde toparlandı ve; “Bir oğlunuz oldu efendimiz," dedi. Adamın yüzünde de büyük bir mutluluk vardı; karısının boynuna bir inci gerdanlık taktıktan sonra uzandı oğlunu kucağına aldı. Onu öptü. “Ne kadar minik değil mi?" dedi. Sesinde mutluluk vardı."
Türkiye'nin en iyi tarihi kurgu yazarlarından Muammer Yüksel'in Cennet romanıyla başladığı triloji Gaip ile devam ediyor.
1186.
Papa III. Urbanus ölüm döşeğinde...
Cennetin keşfi için gönderdiği şövalyeleri geri dönmediler.
CENNET roman trilojisinin bu ikinci cildinde, daha önce Seher'de bulunan emanet kitap, ait olduğu kişilere verilmek üzere Pierre Blois’nın ellerindedir.
Kitap yıllar içinde unutulacaktır. Ta ki tapınağın rahipleri tarafından bulunana kadar...
Bulunan gerçek kitap sırlarıyla birlikte Botticelli’ye teslim edilmiştir.
Tapınağın büyük üstadının isteğiyle papalık arşivindeki kitabı kopyalamaktadırlar.
Ancak bu kitap gerçek değildir; bunu ikisi bilmemektedir.
Kopyaladıkları, III. Urbanus tarafından oraya konan sahte kitaptır.
Ancak kitabı yoklamak için gelen Seher’in ruhunun neden olduğu korku nedeniyle sonuçlarını düşünmeden kitabı çalarak oradan uzaklaşır.
İkisi birlikte Botticelli’nin yanına giderler. Botticelli onlara elindeki gerçek olan kitaptan söz eder. Bu artık eyleme geçmeleri için bir uyarıdır.
Ancak Mario ve George engizisyon rahipleri tarafından öldürülürler.
Alessandro ise finans bulmak için kitabı Saksonya Dükü Frederick’e gönderir, yolda kitap Osmanlı atlıları tarafından çalınır ve sultan III. Beyazıt’a hediye edilir.
Alessandro di Mariano Filipepi’den sonra Leonardo da Vinci büyük üstat olur.
Ölüm konusunda araştırmalar yapmaktadır.