Üç kıtanın kavşağında bir Afriavrasya ülkesi olan Türkiye’nin de içinde bulunduğu
Merkez Dünya diye tabir ettiğimiz “Ortadoğu” bölgesinde, ekonomik,
politik, stratejik nüfuz ve hâkimiyet mücadelesi yoğunlaşarak artmıştır. Çözüm
getirilememiş bilim, ekonomi, politika, strateji ve sosyal hayat gibi temel sorunlarının
yanı sıra Osmanlı mirasi üzerinde Türkiye’nin gittikçe artan önemi ve
bu önemin sağladığı avantajları, yeniden değerlendirmeye ihtiyaç duyulmuştur.
Çok yönlü politikalar içinde Batıyı da dikkate alarak Ortadoğu ülkeleriyle
çok yönlü hayatî ilişkilerin gittikçe değer kazanması, Asya-Avrupa arasında bir
köprü ve Rusya-Akdeniz arasında bir tampon ülke olarak görülen Türkiye’nin
dış politikaları ve bu politikaları etkileyen sorunların temeline, tarihî gelişimine,
doğru bir bakış açısı ve reel/gerçekçi, küresel bir yaklaşımla her zamankinden
daha çok eğilmeyi gerektirmektedir. Çünkü Türkiye ve bölge ülkeleri, ortak bir
kültüre, ortak bağlara, uzun bir tarihî beraberliğe sahiptir.
Bu sebeple, Türkiye’nin, kendi olaylarını, konularını, tarihlerini bizzat kendi
tarihçileri ve araştırmacıları vasıtasıyla hürce araştırmaları, Türkiye merkezli bir
bakış açısıyla bakarak, gerçekleri ortaya çıkarmaları kaçınılmazdır. Hem kendilerini,
hem de bölge kardeş ve komşu halklar, ülkeler olarak birbirlerini daha
iyi bilip anlamaları gerekmektedir. Hayatî çıkarlarını gölgeleyecek şekilde basite
indirgenmiş, örtülmeye çalışılmış tarihî gerçeklerin ve meselelerin halline
çalışmaları, devletleri ve milletinin meselelerinin çözümlerine, güvenliklerine,
geleceklerine ışık tutmaları kaçınılmaz bir mesuliyettir.
Eserde özellikle iki husus öne çıkarılmıştır. Birincisi, Ortadoğu politikalarında
deniz gücünün ve hâkimiyetinin önemi; ikincisi ise, milliyetçi hareketin 20. Yüzyıl
başında ve Millî Mücadele sırasında Batı diplomasisi ve Özellikle Roma-Venedik
diplomasisi ve finansı etkisinde Osmanlı Devleti ve hanedanına ve Arap dünyasına
yaklaşımları ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin çok yönlü politikalarıdır.
Okuyucunun ilgisi ve akademiyanın teşviki üzerine, yeniden gözden geçirilerek
4. baskısını yayınladığımız işbu eserin, Türkiye’nin ve Türk milletinin dikkatini
Merkez Dünya “Ortadoğu”’ya, denizlere, deniz gücüne ve deniz sorunlarına yeniden
çekme, bu alanlarda doğru düşünüp geleceğe yönelik doğru ve isabetli kararlar
vermede, projeler üretmede, Türkiye’nin temel meselelerinin, bölgesel hayatî
çıkarlarının, güvenlik ve diplomatik sorunlarının kavranıp çözümlenmesinde,
ekonomik, siyasî, kültürel, stratejik olarak refah, huzur ve geleceğine ışık tutma
hususlarında katkıda bulunacağına, önemli bir boşluğu dorduracağına, okuyucuyu
bölge üzerine düşünmeye/düşündürmeye, araştırmaya sevkedeceğine inanıyoruz.